Broach türkçesi Broach nedir

Broach ile ilgili cümleler

English: Anyway, I'm glad you were able to broach this difficult subject.
Turkish: Her neyse, bu zor konuyu gündeme getirebildiğin için memnunum.

Broach ingilizcede ne demek, Broach nerede nasıl kullanılır?

Broach a subject : Tartışmak için bir konu açmak. Tartışmak için bir konu başlığı açmak.

Broached : Açmak. İleri sürmek. Delmek.

Broachers : Kesici alet. Yeni bir konu ortaya atan kimse.

Broaches : Çekmek. Delmek. Şiş. Şişlemek. Açmak. Açmak (bir konuyu). Delik açmak. Konuya girmek. Del. İleri sürmek.

Broaching : Delmek. Açmak. Broşlama. Tığ çekme. Rayba sarma. İleri sürmek. Şişleme. Rayba salma. Boşaltma.

Broad beam headlamp : Geniş huzmeli far. Geniş hüzmeli far.

Broad arrow : İngiliz mallarını gösteren ok işareti. İngiliz hükümetinin mallarını gösteren ok işareti.

Broad axe : Savaş baltası. Balta. Dülger baltası. Geniş ağızlı balta.

Broad bean : Kuru bakla. Baklagiller (leguminosae) familyasından, beyaz çiçekli, çiçeklerin uçları siyahımsı, taze legümen meyveleri bahar aylarında sebze olarak yenilen ve bu amaçla kültürü yapılan, tek yıllık, otsu bitki. Bakla.

 

Broad beam : Geniş ışın.

İngilizce Broach Türkçe anlamı, Broach eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Broach ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Broaching : Tığ çekme. Boşaltma. Rayba sarma. Broşlama. Şişleme. Rayba salma.

Acuminate : Akuminat. Bir uca doğru giderek incelmek (botanik terimi). Sivri uçlu. Sivrileşen. Sivrileştirmek. Ucu sivri.

Burrow : Saklanmak. Tünel kazmak. Yuva yapmak. Çukur kazmak. Kazmak. Bir mağarada gizlenmek. Oyuk açmak. (çukur) kazmak. Bir oyukta gizlenmek.

Nebulizing : Sıvıyı sprey hale getirmek. Bir konuyu bulanıklaşmak. Bir konuyu belirsizleştirmek. Sislemek. Bulanıklaştırmak (ayrıca nebulise). İnce sprey haline getirmek (sıvı hakkında). Sis yapmak. Buharlaştırmak.

Cave : Kovuk. Batmak. Coğrafya, jeoloji alanlarında kullanılır. Siyasi partiden kopma. Karst bölgelerinde yeraltı sularının eritme etkisiyle oluşmuş, türlü büyüklüklerde yeraltı boşlukları. Tünel oymak. Çökmek. Kireçtaşlarının erimesiyle oluşan, in ve mağaraların başlangıç evresi olan yeraltı oyuğu. Yıkılmak.

Flouts : Alay etmek. Burun kıvırmak. Uymamak. Eğlenmek. Takmamak. Zıddına gitmek. Küçümsemek. Reddetmek. Hor görmek.

Holing : Köşesine çekilmek. Yuvasına girmek. Deliğe sokmak. Kapanmak. Deliğe girmek. Kazmak.

Break : Çiğnemek. Kırmak. Ara. Şans. Uymamak. Kopmak. Kırma. Yakın dövüşü bırakmak. Yarmak. Mahvetmek.

Bore : Usandırmak. Birisinin canını sıkmak. Sıkıcı şey. Sıkıntı. Sıkmak. Bunaltmak. Usanç vermek. Başını ağrıtmak. Sonda. Canını sıkmak.

Bore a hole in : Azıcık çürütmek (bir fikri).

Broach synonyms : hash out, bilges, breastpin, assert, bared, alleging, bring forward, nebulized, honeycombs, dig through, appeal, abrook, discuss, abide, argue, bodkin, abstract, accite, affirms, allure, bump, stablers, skewers, brooch, holed, plow, cleave, arrest, sunburst, delete, pin, blain, asserting.

 

Broach ingilizce tanımı, definition of Broach

Broach kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A spit. To spit. To pierce as with a spit.