Cracking down türkçesi Cracking down nedir

  • Aman vermemek.
  • (yolsuzlukların) üzerine gitmek.
  • Sıkıştırmak.
  • Sert önlemler almak.
  • Sıkı önlemler almak.
  • Göz açtırmamak.
  • Sıkı önlem almak.
  • Aşırı önlem almak.

Cracking down ingilizcede ne demek, Cracking down nerede nasıl kullanılır?

Cracking : Çatlama. Çatlak. Kraking. Parçalanma. Fisürlerin açılması. Yırtık. Yüksek sıcaklık etkisiyle ve kimi zaman tezgenlerin de yardımıyla uzun hidrokarbon zincirlerinin kırılarak daha küçük moleküller oluşturması. On numara (müthiş). Müthiş.

Down : Aşağısında. İndirmek. Bozuk. Çökmek. Düşürmek. Yıkmak. Alaşağı etmek. Aşağısına doğru. Aşağı.

Cracking noise : Şaklama. Çatırtı.

Cracking resistance : Çatlama direnci.

Crackings : Çatlama. Yırtık. Kraking. Müthiş. Muhteşem. On numara (müthiş). Çatlak. Parçalanma. Fisürlerin açılması.

A let down : Hayal kırıklığı. Son derece keyif kaçırıcı yada hayal kırıklığına uğratıcı şey.

İngilizce Cracking down Türkçe anlamı, Cracking down eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cracking down ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Be urgent with somebody : Zorlamak.

Besieges : Yağmuruna tutmak. Yağmuruna tutmak (argo terim). Çevresini sarmak. Çevirmek. Muhasara etmek. Kuşatma altında tutmak. Kuşatmak. Kuşatma altına almak. Başına üşüşmek.

 

Clamp down on : Fiziksel olarak baskı yapmak. Bir tür faaliyete sınırlamalar koymak (genellikle yasaklanmış bir faaliyet). Otoritesini kurmak. Yasakları uygulamaya koymak. İşe el koymak. Ciddi tedbirler almak. Sınırlamalar getirmek. Daha sıkı olmak. Menetmek.

Give no quarter : Müsamaha göstermemek. Merhamet etmemek. Merhamet göstermemek. Bağışlamamak. Canını bağışlamamak. Acımamak.

Bend over backwards : Çok uğraşmak. Elinden geleni yapmak. Elinden geleni yapmak (bir şeyin gerçekleştiğinden emin olmak için). Aşırı çaba sarfetmek. Çırpınmak. Çok hevesli olmak. Aşırı çaba sarf etmek. Varını yoğunu ortaya koymak. Çok çaba harcamak.

Bear against : Karşı koymak. Bastırmak. Baskı yapmak.

Beset : Kuşatmak. Rahat bırakmamak. Dört bir yandan saldırmak. Sıkıntı vermek. Etrafını sarmak. Sarmak. Etrafını çevirmek. Rahat vermemek.

Besets : Rahat bırakmamak. Sarmak. Rahat vermemek. Etrafını çevirmek. Etrafını sarmak. Sıkıntı vermek. Kuşatmak. Dört bir yandan saldırmak.

Bottle up : Kendini tutmak. Dışarıya vurmamak. Gizlemek. Kuşatmak. Dışa vurmamak. Frenlemek. İçine atmak. Bastırmak.

Cracking down synonyms : take drastic measures, bombard, crack down, besiege, astringing, ride roughshod over, astringes, clamp down, give no respite, bombards, bombarded, bombarding, besieging, astringed, astringe.