Dıkır nedir, Dıkır ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

İyi hal ve düzgün gidişi anlatır: İşler dıkırında gidiyor.

Kuvvetsiz at ya da başka hayvan.

Dıkır anlamı, tanımı

Dıkı : Biraz, bir parça, azıcık. Azıcık

Dıkırlanmak : Yuvarlanmak, yuvarlana yuvarlana düşmek.

Kuvvetsiz : Gücü, kuvveti olmayan, güçsüz. Etkisiz.

İyi hal : Bir kimsenin yaşayışında kötü ve sakıncalı bir durum olmama hâli, hüsnühâl.

Kuvvet : Fiziksel güç, takat. Güç. Bir ülkenin silahlı gücü. Dayanıklı olma durumu. Yetke, erk, nüfuz. Bir niceliğin kendisi ile çarpılarak yükseltildiği derecelerden her biri: 2x2x2=23 denkleminde, 3 sayısı 2'nin kuvvetini gösterir. Şiddet, zor, cebir. Durgunluğu harekete veya hareketi durgun bir duruma çeviren etken, direnci kıran veya direnç doğuran özellik.

Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).

Anlatı : Ayrıntılarıyla anlatma. Roman, hikâye, masal vb. edebî türlerde bir olay dizisini anlatma biçimi, hikâyeleme, hikâye etme, tahkiye.

Düzgün : Doğru ve pürüzsüz, muntazam. Fondöten. İyi. Kurala uygun olarak, kusursuz bir biçimde. Kenar veya ayrıtları ile açıları birbirine eşit olan (biçim). Düzenli, kusursuz, insicamlı, rabıtalı, muntazam.

 

İşler : Nicem düzeneğinde, bir yöneye uygulanınca başka bir yöney veren matematiksel nesne.

Hayva : Ayva. Tenekeyi lehimlemek için kullanılan bakır ya da demir araç. [Bakınız: hayva demiri].

Anlat : Ekin demetlerini arabaya koymaya ve harmanı aktarmaya yarıyan, üç, dört, beş, yedi çatallı olabilen, uzun saplı aygıt, dirgen, yaba.

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Kuvve : Düşünce, niyet. Bir devletin silahlı kuvvetlerinin durumu veya gücü. Yeti.

Başka : Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge. Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan. "Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -den başka biçiminde kullanılan bir söz.

Düzgü : Norm.

Gidiş : Gitme işi. Tutum, durum, davranış. Gitme biçimi, tempo.

İşle : Nakış: İşle ipliğini aldım.

Gidi : Azarlama sözü. Ahlaksız, pezevenk.

Hal : Çözme, çözülme. Sebze, meyve, bakliyat vb.nin satıldığı yer. Karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma. Çözüm. Eritme. Tahttan indirme.

Diğer dillerde Dıc anlamı nedir?

İngilizce'de Dıc ne demek ? : disseminated intravascular coagulation