Diplomat nedir, Diplomat ne demek

Diplomat; kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Dış politikayla uğraşan ve ülkesini temsil etmekle görevlendirilen kimse.
  • İlişkilerinde kurnaz, becerikli olan
  • Teksir yapmak için kullanılan bir mumlu kâğıt türü.

"Diplomat" ile ilgili cümleler

  • "Hem, bu çeşit amiyane işler diplomatın nesine?" - Y. K. Karaosmanoğlu

Diplomat hakkında bilgiler

Diplomat, dış politikayla uğraşan ve ülkesini yurtdışında temsil etmekle görevlendirilen kimsedir. Vatandaşlarının haklarına ve çıkarlarına uygun olarak yabancı devletler ve uluslar arası kuruluşlarla ilişkileri yürütmek üzere Dışişleri Bakanlıklarına bağlı olarak atanan kişidir.

Uygulanan uluslararası hukukta kavram olarak, dokunulmazlıklar ile ayrıcalıklar arasında bir ayrıma gidilmektedir. Dokunulmazlık kavramı genel yasalardan bağışık tutulmayı değil, fakat yargılama ve icra yollarının uygulamasından bağışık tutulmayı belirtmektedir. Buna karşılık ayrıcalık kavramı kabul eden devletin kimi yasalarının özünden bağışık tutulmayı, bunların özünün uygulanmamasını ifade eder. Diplomatik ayrıcalık ve bağışıklıkları, 1. Diplomasi Temsilciliği Bakımından, 2. Diplomasi Temsilcilikleri ve Görevlileri bakımından olmak üzere iki kısma ayırabiliriz.

 

Diplomasi Temsilcileri ve Görevlileri Bakımından ayrıcalık ve bağışıklıklar ise,

Diplomat ile ilgili Cümleler

  • Ali diplomatik, değil mi?
  • Bazı Japon vatandaşları, Çin'de iki ülke arasındaki diplomatik anlaşmazlıklardan dolayı ayrımcılığa maruz kalıyorlar.
  • Ali sadece diplomatik oluyor, değil mi?
  • Diplomatik diyalog çatışmayı bitirmeye yardımcı oldu.
  • İki ülke diplomatik ilişkileri kestiler.
  • Ali çok diplomatik, değil mi?
  • Diplomat olmak istiyorum.
  • Ali oldukça diplomatik oluyor, değil mi?
  • Ali oldukça diplomatikti.
  • Diplomatik ve askeri stratejimiz açıkça çelişki içindeydi.

Diplomat anlamı, tanımı:

Politika : Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma vb. yollarla işini yürütme. Devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü, siyaset, siyasa. Davranış biçimi, düşünce yapısı.

Uğraş : Bir insanın yaptığı iş veya meslek, iş güç, meşguliyet. Bir güçlüğü yenmek için gösterilen sürekli çaba, mücadele. Bir kimsenin kendi isteğiyle seçerek ve zevk alarak yaptığı iş, iş güç, meşguliyet.

Ülke : Bir özelliği ön plana çıkarılarak düşünülen bölge. Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü, diyar, memleket. Devlet.

Temsil : Söz gelişi. Oyun. Özümleme. Birinin veya bir topluluğun adına davranma.

Görev : Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı iş, misyon. Bir organ veya hücrenin yaptığı iş. Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş. İşlev. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş. Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi. Resmî iş, vazife.

 

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

İlişki : İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas. Bağlantı, temas.

Diploma : Bir kimseye herhangi bir okulu veya öğrenim programını başarıyla tamamladığını, bir derece veya unvanı kullanmaya hak kazandığını, bir iş, sanat veya meslek dalında çalışabilme yetkisi elde ettiğini belirtmek için bir öğretim kurumu tarafından düzenlenip verilen resmî belge, icazetname, şehadetname.

Diplomatik : Diplomasi ile ilgili.

Diplomatik dil : Diplomasi alanında kullanılan dil.

Diplomatik yol : Diplomasi alanında tutulan yöntem, belirlenen tarz.

Diplomatlık : Diplomat olma durumu. Diplomasi.

Teksir : Çoğaltma.

Yapmak : Dışkı çıkarmak. Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek. Edinmek, sahip olmak. Olmasına yol açmak. Davranmak, hareket etmek. Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek. Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek. Gerçekleştirmek. Üretmek. Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek. Onarmak, tamir etmek. Düzenli bir duruma getirmek. Olmak. Salgılamak, çıkarmak. Evlendirmek. Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek. Bir durum yaratmak. Yol almak. Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak. Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek.

Mumlu : Muma batırılmış, mumla hazırlanmış olan. Mumu olan, mum konulmuş olan.

Kurnaz : Kolay kanmayan, başkalarını kandırmasını ve ufak tefek oyunlarla amacına erişmesini beceren, açıkgöz, hin.

Becerikli : Becerisi olan, elinden iş gelen, usta, maharetli, mahir, mahirane.

Yurt : Göçebe Türklerin oturduğu çadır. Bakıma ve barınmaya muhtaç bir grup insanın oturduğu, yetiştirildiği veya bakıldığı kurum. Yörüklerin yazın veya kışın oturdukları yer. Sahip olunan arazi, emlak. Bir şeyin ilk veya çok yetiştirildiği yer, vatan. Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası, vatan. Diyar. Öğrencilerin kaldığı, barındığı yer. Memleket.

Vatandaş : Yurttaş.

Diplomat bağışıklığı : Elçi ve konsoloslarla bunlara bağlı görevlilere karşılıklı olmak koşulu ile iki ülke arasında tanınan vergi bağışıklığı.

Diplomatça : Diplomata yakışan. İlgili cümle: "“Diplomatça bir ferasetle söylemek istediğini anlayıveriyordum.”" A. Gündüz. zf. (diploma'tça, l ince okunur) Diplomata yakışır bir biçimde, diplomat gibi. zf. mec. (diploma'tça, l ince okunur) Kurnazlıkla, açıkgözlülükle.

Diğer dillerde Diplomat anlamı nedir?

İngilizce'de Diplomat ne demek? : n. government emissary to a foreign country

n. diplomat, government emissary to a foreign country; diplomatist, one skilled in the art of managing international relations, ambassador, envoy

n. diplomat, diplomatist

Fransızca'da Diplomat : diplomate [le]

Almanca'da Diplomat : n. Diplomat

Rusça'da Diplomat : n. дипломат (M)