Donated türkçesi Donated nedir

  • Hediye etmek.
  • Bağışta bulunmak.
  • Bağış olarak verilen.
  • Bağışlamak.
  • Hibe edilmiş.
  • Vermek.
  • Bağışlanmış.

Donated ile ilgili cümleler

English: Ali anonymously donated a million dollars to his favorite charity.
Turkish: Ali isimsiz bir şekilde sevdiği hayır kurumuna bir milyon dolar yardımda bulundu.

English: Ali donated $30,000 to charity last year.
Turkish: Ali geçen yıl hayır için 30.000 dolar bağışta bulundu.

English: Ali donated a lot of money to us.
Turkish: Ali bize çok para bağışladı.

English: Ali absconded with all the money donated for earthquake relief.
Turkish: Ali deprem yardımı için bağışlanan tüm parayla birlikte kaçtı.

English: Ali donated his entire fortune to charity.
Turkish: Ali bütün servetini hayır için bağışladı.

Donated ingilizcede ne demek, Donated nerede nasıl kullanılır?

Donate money : Bağış parası. Para bağışlamak. Bağışlanmış para. Belirli bir amaç uğruna bağışlanmış para.

Donate : Bağışlamak. Bağışta bulunmak. Vermek. Hediye etmek. Bağış yapmak. Teberru etmek. (para vb) bağışlamak. Hibe vermek.

Donatee : Kendisine bağışta bulunulan kimse. Bağış alan kimse. Bağış alan kişi.

Donates : Teberru etmek. Hibe vermek. Vermek. Hediye etmek. Bağışlamak. Bağışta bulunmak. (para vb) bağışlamak. Bağış yapmak.

 

Odonate : Yusufçuk ve kız böceği cinsine ait iki çift zarsı kanatları olan büyük yırtıcı su böceği.

Donations : Bağış. Yardım. Bağışlama. Hayrat. Hibe.

Donative : Bağış. Bağışa ait. Hediye. Yardım.

Donating : Vermek. Bağışta bulunma. Hediye etmek. Bağışlamak. Bağışta bulunmak. Bağışlama.

Donator : Bağışta bulunan. Bağışta bulunan kimse. Bağışlayan. Veren kimse. Bağış sahibi. Bağışlayan kimse. Bağışcı. Bağışçı. Hibe eden. Hibede bulunan.

Donation : Hediye. Bir kişinin malını karşılıksız olarak bir başka kişiye vermesi. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Atiyye. Ata. Bağışlama. İane. Bağış. Teberru. Vakıf.

İngilizce Donated Türkçe anlamı, Donated eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Donated ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Allow : Kabul etmek. Koyvermek. İndirim yapmak. Saymak. Hoş görmek. Sağlamak. Göz önüne almak. Bırakmak. İmkan vermek.

Condone : Göz yummak. Hoş görmek. Telafi etmek. Görmezlikten gelmek. Affetmek. Örtmek. Kusura bakmamak. Tasvip etmek. Onamak.

Endow with : Sağlamak. Doğuştan sahip olmak.

Accorded : Uymak. Bağdaşmak. Uyum sağlamak.

Forgiven : Merhamet gösterilmiş. Bir borç veya yükümlülükten azad edilmiş. Affedilmiş. Affedilen. Merhamet edilmiş. (borçtan veya yükümlülükten) azad edilmiş.

Gave : Gitmek. Esnemek. Yapıvermek. Uçlanmak. Ödemek. Düzenlemek.

Present : Takdim etmek. Mevcut. Temsil etmek. Armağan. Şimdiki zaman. Göstermek. Halihazır. Fiilin gösterdiği oluş ve kılışın içinde bulunulan zamanda yapıldığını ve süregelmekte olduğunu gösteren zaman. bk. şimdiki zaman kipi. Bir filmi gösterici yardımıyla görüntülük üzerine yansıtarak izlenmesini sağlamak; gösterimi gerçekleştirmek.

 

Absolving : Beraat ettirmek. Aklamak. Arılamak. Suçunu bağışlamak. Allah adına günahı affetmek. Affetmek. Temize çıkarmak. Kurtarmak. Tenzih etmek.

Pledge : Karşılıklı anlaşma. Yemin etmek. Sağlığına içmek. Borcun ödenmemesi durumunda alacaklı tarafından el konulmak üzere sözleşmenin yapıldığı anda alacaklıya borçlu tarafından güvence olarak gösterilen taşınır veya taşınmaz değer. Söz vermek. Teminat olarak vermek. Kefalet vermek. Kanıt. İşaret. Rehin.

Imparted : Bildirilmiş. Söylenmiş. Ortaya dökülmüş. Sunulmuş. Verilmiş.

Donated synonyms : settled, give, concedes, accord, indows, condoned, donate, endows, afforded, donates, make somebody a present of, settle upon, allows, absolve, contribute, attribute, endow, bestows, absolves, ascribes, situated, chip in, offer a sacrifice, concede, indowed, administers, conceded, gives, bestowed, bestow, set, condones, give as a gift.

Donated zıt anlamlı kelimeler, Donated kelime anlamı

Unsettled : Değişken. Askıda. Tedirgin. Ödenmemiş. Kararlaştırılmamış. Meskun olmayan. Yerleşilmemiş. Yerleşmemiş. Henüz yerleşilmemiş. Huzursuz.

Uncontrolled : Dizginsiz. Güdümsüz. Kontrol altına alınmamış. Kontrol edilemeyen. Denetimsiz. Serbest. İdaresiz. Başıboş. Murakabesiz. Baskısız.