Fotoreseptör nedir, Fotoreseptör ne demek

Fotoreseptör; Biyoloji, Veteriner alanlarında kullanılan bir terimdir.

Biyoloji'deki anlamı:

Göz gibi ışığa duyarlı duygu organı.

Koni ve çomak hücreleri gibi bir hücrenin ya da hücrenin bir kısmının ışığa duyarlı olması. 3.Rodopsin, klorofil gibi ışığa cevap veren duyarlı molekül.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Klorofil taşıyan birçok kamçılıda ve kimi renksiz Phytoflagellata’da bulunan, hareket yönünü tayinde işe yaradığı düşünülen yapı.

Göze gelen fotonların çarptığı ve zarında elektriksel bir uyarı meydana getirdiği özelleşmiş sinir hücresi.

Teknik terim anlamı:

Işığı algılayabilen duyu hücresi.

Göze gelen fotonların çarptığı ve zarında elektriksel bir uyarı meydana getirdiği özelleşmiş sinir hücresi.

Rodopsin, klorofil gibi ışığa cevap veren duyarlı molekül.

Fotoreseptör anlamı, kısaca tanımı

Foto : Işık. Fotoğraf

Fotoreseptör göze : Işık aları göze.

Fotoreseptör sistem : Görme olayını gerçekleştiren sistem.

Çomak hücreleri : Göz yuvarının en iç tabakası olan retinada bulunan, çok sayıda (600-1000) para dizisi gibi sıralanmış yassı zar keselerden oluşmuş dış segment ile hücre çekirdeğinin ve diğer organellerin bulunduğu iç segment olmak üzere iki kısımdan oluşan, beyaz ışığa karşı hassas, rodopsin pigmenti içeren, insan gözünde yaklaşık 120 milyon kadar bulunan, ince, uzun (50x3 um) hücreler. Çubuk hücreleri. Retinada bulunan ve beyaz ışığa karşı duyarlı olan, çubuk biçimindeki hücreler.

 

Sinir hücresi : Çekirdek ve organellerin bulunduğu bir hücre gövdesi (perikaryon) ile bu gövdeden uzanan sitoplâzmik uzantılardan (dendritler) ve aksondan meydana gelen, elektrik impulslarını taşımak için özelleşmiş sinir sisteminin temel hücreleri. Nöron. Çekirdek ve organellerin bulunduğu bir hücre gövdesiyle bu gövdeden uzanan stoplazmik uzantılardan ve aksondan meydana gelen elektrik impulslarını taşımak için özelleşmiş, sinir sisteminin temel hücreleri, nöron. Perikaryon adı verilen hücre gövdesiyle gövdeden çıkan dendrit adı verilen kısa uzantılar ve akson adı verilen tek uzun çıkıntı bulunan, sinir sisteminin esas elemanı ve fonksiyonel ünitesini oluşturan temel hücre, nöron, nöronum, nörosit. Karakteristik Özelliklerinden biri uzun ömürlü olması ve çevresindeki olaylar ile metabolik bozukluklardan çok etkilenmesidir ve yıkımlandiğında tekrar oluşmaz. Sinir hücresinin; uyarımları almak, iletmek, belli, hücresel etkinlikleri başlatmak, nörotransmiterleri ve diğer bilgi moleküllerini salgılamak gibi esas işlevleri bulunur. hücre gövdesinden (perikaryon), dendrit adı verilen sitoplazmik küçük uzantılardan ve akson (nörit) denen daha geniş ve uzun bir uzantıdan ibarettir. [Bakınız: sinir gözesi].

Işığa duyarlı : Güneş ışığına aşırı hassasiyet gösterme, fotosensitif.

Elektrik : Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü. Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu. Bu enerjiden elde edilen aydınlanma. Çarpıcılık, cazibe, canlılık. Bu enerjinin gündelik hayatta kullanılan biçimi.

 

Fotonlar : Kuvant olarak da bilinen, elektomagnetik ışın paketleri.

Klorofil : Güneş ışığını soğurarak bitkilerde karbon özümlemesini sağlayan ve bitkilere yeşil renklerini veren madde.

Rodopsin : Omurgasızlarda ve omurgalı retinasında çubuk hücrelerinde bulunan, ışığa duyarlı, en fazla 500 nm absorbsiyonlu, kırmızı mor pigment. Işığa maruz kalınca ayrışan, opsin proteini ve A vitaminin aldehitinden (retinal) oluşur. Görme purpuru, eritropsin. Gözdeki ağ tabakanın çubuk hücrelerinde bulunan ve görme mekanizmasında rol oynayan pigment.

Molekül : Element veya bileşikleri oluşturan ve onların özgül niteliklerini gösteren en küçük birim, madde. Bir bütünün en küçük parçası. Fiziksel kimyada bir veya birkaç atomun birleşmesinden oluşan, birkaç çekirdek veya elektronlu yapı.

Hareket : Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon. Vücudu oynatma, kıpırdatma ya da kımıldanma. Deprem. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi. Yola çıkma. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılmış olan ilerlemeler, akım. Davranış, tutum. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri. Devinim. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi.

Taşıyan : Çek, ödek ve benzeri tecim belgitlerinden kendisine verilmiş ve aktarılmış bulunanların iyesi olan kişi.

Kamçılı : Kamçısı olan. Zor kullanan.

Duyarlı : Dış etkenlere karşı duyarlığı olan, duygun, hassas.

Renksiz : Rengi olmayan. Solgun görünen, soluk. Davranış ve düşünce yönünden belli bir niteliği olmayan.

Düşünü : Öncelikle ve dolaysız olarak duyumlarla ilişkisi bulunmayan herhangi bir anlık süreci. Çeşitli ansal işlemler yoluyla yaratılmış ve belli bir içeriği olan kavramsal oluşum.

Meydan : Alan, saha. Fırsat, imkân ya da vakit. Bulunulan yer ve çevresi, ortalık. Mevlevi tekkelerinde ayin yapılmış olan yer. Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri.

Birçok : Oldukça çok, sayısı belirsiz, bir hayli, müteaddit.

Hareke : Arap alfabesiyle yazılmış metinlerde üstüne ve altına konulduğu ünsüzlerin birer ünlü ile okunmasını sağlayan işaret.

Diğer dillerde Fotoreseptör anlamı nedir?

İngilizce'de Fotoreseptör ne demek ? : photoreceptor, fotoreceptor, stigma