Kırımsa nedir, Kırımsa ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Yakacak, çerçöp.

Kırağı.

Dolu : Kırımsa yağıyor.

Yeri beyazlatacak kadar yağan ince kar : Bu gece kırımsa yağmış.

Çiğ.

İnce bulgur.

Kırıntı.

Teknik terim anlamı:

[Bakınız: karımsa].

[Bakınız: karımsı].

Kırımsa anlamı, tanımı

Kırı : Eşek yavrusu, sıpa

Kırım : Savunmasız insanların veya tutsakların toplu olarak öldürülmesi, katliam. Hayvanların hastalık, soğuk gibi sebeplerle ölmesi.

Kırıntı : Bir şeyden ayrılan küçük parça. Eser, iz, belirti. Kurumak için kesilip yerde bırakılan odun. Küçük kalıntı.

Yakacak : Odun, kömür gibi ısı sağlamak amacıyla yakılan madde, mahrukat.

Karımsı : Kırağı.

Çerçöp : Bazı ürünlerin hazırlanması sırasında arta kalan, düşük değerli yan ürünler.

Yakaca : Alışmak, sevgiyle bağlanmak. Kütahya kenti, Köprüören nahiyesine bağlı bir bölge.

Bulgur : Kaynatılıp kurutulduktan ve kabuğu çıkarıldıktan sonra kırılan buğday. Sert ve ufak taneler durumunda yağan kar, ebebulguru.

Kırağı : Su buğusunun soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince tabaka.

Kırağ : Keskinlik (Bıçak, makas ve benzerleri şeyler için). İstek, neşe, sağlık. Çevre, kıyı, kenar, uç. Kıyı. [Bakınız: kıran].

Beyaz : Ak, kara, siyah karşıtı. Baskıda normal karalıkta görünen harf türü. Bu renkte olan. Beyaz ırktan olan kimse. Beyaz zehir.

 

Kadar : Ölçüsünde, derecesinde. Miktarda, derecede. Gibi. Denli. Büyüklüğünde, genişliğinde. Süre belirten bir söz. Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz. Dek.

Yağan : Yağmur, kar. Aksaray şehrinde, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Erzurum kenti, Köprüköy ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

Karım : Akraba, hısım. Bir parça, bir çiğnem (sakız için). Harmanda savurmak için tınazdan ayrılan bölüm, parça. Altı ay yetecek ölçüde yapılan yufka ekmek. Bağın üst tarafına kazılan, yağmur sularını biriktirmeye yarayan uzun çukur, ark.

Kırın : Oyun, raks.

Bulgu : Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma işi ve bu işin sonunda elde edilen şey. Araştırma verilerinin çözümlenmesinden çıkarılan bilimsel sonuç, netice. Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun veya hastalığın belirlenmesine yarayan, hekimin saptadığı işaret.

Kıra : Çiçeği düşmemiş, ceviz büyüklüğündeki küçük kavun, karpuz. Küçük : Ahmet'in kırasını gördün mü?. Yalçın, sert kaya. Çığlık, bağırtı. Fasulye. Çevre, kıyı, kenar, uç.

Yeri : Yürü. Utanmaz: Yêriliğin cezasını çekti.

Diğer dillerde Kırım kongo virüs anlamı nedir?

İngilizce'de Kırım kongo virüs ne demek ? : crimean-congo virus