Kulaklık yuvası nedir, Kulaklık yuvası ne demek

Kulaklık yuvası; Sinema alanında kullanılan bir kelimedir.

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Bazı sesli aygıtlarda (ses aygıtı, almaç, vb.), sesi dışarıya vermeden ya da saptanırken izlemek için kullanılan kulaklığın takıldığı yuva.

Kulaklık yuvası anlamı, kısaca tanımı

Kula : Gövdesi sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu. Bu renkte olan (at). Manisa iline bağlı ilçelerden biri

Kulak : Başın her iki yanında bulunan işitme organı. Saban kulağı. Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri. Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü. Duvar, baca, şömine vb. yerlerde kulağa benzer çıkıntı. Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri. Varlıklı Rus köylüsü. Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği.

Kulaklı : Kulağı herhangi bir biçimde olan. İki tarafında tutulacak yeri olan yayvan tava, tencere, kazan vb. Kulağa benzer çıkıntısı olan. Sapının ucunda kulak biçiminde iki geniş çatalı bulunan bir tür yatağan.

Kulaklık : Kulakları soğuk, rüzgâr vb. dış etkilerden korumak için kulak kepçesini örtecek biçimde yapılmış kılıf. Radyo, telefon, telsiz vb.nde kulak ile verici arasında ses bağlantısı kurmaya yarayan araç. Ağır işitenlerin daha iyi işitebilmek için kulaklarına taktıkları pilli araç.

 

Yuva : Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak. Kimsesizlere veya yoksullara yardım etmek ve onları barındırmak amacıyla açılan yer. Genellikle ailenin oturduğu ev. Bir şeyin içinde yerleşmiş olduğu veya yerleştirildiği oyuk. Bir şeyin öğretildiği yer. Bazı kötü nitelikli kimselerin çok bulunduğu, toplandığı yer. Bir şeyin çok bulunduğu yer. İki buçukla dört yaş arası çocukların bakıldığı, okul öncesi eğitim kurumu.

Ses aygıtı : Sesin meydana gelmesi için gerekli olan aletler bütünü, ses aleti.

Saptanı : Bir işlem ya da tasarımı gerçekleştirmek üzere saptanan ya da ayrılan iş ya da birim payı.

İzlemek : Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek. Belirli bir tutum, davranış veya düşünceyi benimsemek. Belirli bir yönde gitmek. Eğlenmek, görmek, öğrenmek için bakmak, seyretmek. Gözlemek, incelemek. Zaman, süre, sıra vb. bakımından gelmek, arkasından gelmek, arkasında olmak. Bir olayın gelişimini gözden geçirmek. Bir şeye uymak, bağlı olmak. Herhangi bir olayla ilgilenmek.

Dışarı : Dış çevre, dış yer, hariç, içeri karşıtı. Dışa, dış çevreye. Kişinin konutundan ayrı olan yer. Yurt dışı.

İzleme : İzlemek işi, takip.

 

Sesli : Sesi olan, ses çıkaran. Ünlü. Ses çıkararak.

Verme : Vermek işi.

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Takıl : 1.Buğday. 2.Tahıl ölçeği. 1.Çeyiz. 2.Bohça. 3.eşya. 4.İç giysisi.

Almaç : Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren cihaz, alıcı, reseptör.

Aygıt : Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz. Vücutta belirli bir görevi yerine getiren organ grubu. Birkaç aletin uygun bir biçimde eklenmesinden oluşturulan ve bazı belli deneylerin yapılmasına yarayan takım.

İzlem : İzleme işi, izleme, takip. Önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yol, strateji.

Diğer dillerde Kulaklık yuvası anlamı nedir?

İngilizce'de Kulaklık yuvası ne demek ? : socket for headphone, earphone jack