Odontoblast nedir, Odontoblast ne demek

Odontoblast; Anatomi, Veteriner alanlarında kullanılan bir sözcüktür.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Dişlerin gelişiminde iç mina epiteline yakın olan diş pulpasının mezenkim hücrelerinden oluşan hücre.

Odontoblast kısaca anlamı, tanımı

Mezenkim hücreleri : Embriyonel yaşamda mezodermin değişikliği sonucu biçimlenen ilk bağ dokusu hücreleri, farklılaşmamış mezenkim hücreleri. Kuvvetli bölünme ve farklılaşma gösteren bu hücreler destekle kas dokularının oluşumunu sağlarlar

Diş pulpası : Dişin iç boşluğunu dolduran, müköz bağ dokulu, kornu pulpae ve pulpa radikularis diye iki kısımdan oluşan boşluk, pulpa boşluğu, pulpa dentis. Bu yapı içerisinde hücreler, çok sayıda kan damarları, miyelinli ve miyelinsiz sinir telleri, lenfosit, makrofaj ve plazma hücreleri bulunur.

Yakın olan : (karşılık: proksimal),Bir organizmanın orta eksenine ya da organizmanın herhangi bir parçasının bir bağlantı noktasına göre yakın olan bölgesi.

Mezenkim : Embriyoda mezodermden gelişen sitoplazma uzantılarıyla birbirlerine bağlı hücrelerle bunların aralarını dolduran temel madde. Çoğunlukla hiyalüronik asit salgılayan mezenkim hücreleri mitotik aktivite göstererek diğer destek dokularının oluşmasını sağlarlar.

Gelişim : Gelişme işi. Aksiyon. Serpilip büyüme. İlerleme, inkişaf, tekâmül.

 

Epitel : Tek veya çok hücreden oluşan, vücudun bütün dış ve iç yüzeylerini kaplayan doku, epitelyum.

Pulpa : [Bakınız: diş özü]. Bir şeyin içindeki öz kitle, öz.

Yakın : Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı. Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan. Uzak olmadan. Aralarında sıkı ilgi bulunan. Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba. Benzeyen, andıran, yaklaşan. Uzak olmayan yer. Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan.

Hücre : İnce bir zar içindeki protoplazma ve çekirdekten oluşmuş, bir organizmanın yapı ve görev bakımlarından en küçük birimi, göze. Tutukluların veya hükümlülerin yalnız olarak kapatıldıkları küçük oda. Küçük oda. Siyasi bir inançla gizli olarak çalışan bir örgütün genellikle aynı yerde çalışanlarının oluşturduğu topluluk.

Geliş : Gelme işi.

Olan : Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, evlat.

Mina : Çelikçomak oyununun bir bölümü. Yapı, ev. Minare. Billur, şeffaf. Şarap şişesi. Mine. Gökyüzü. Ar. Liman.

Geli : Gel. Ardıç ağacının meyvesi. Düğün çağırıcısı.

Oluş : Olma işi, vuku. Oluşma, teşekkül, tekevvün. Bir durumdan öteki duruma geçiş.

Meze : İçki içilirken yenilen yiyecek. Eğlence, alay.

Epit : Araba tekerleğini meydana getiren ağaçlar.

Yakı : Bazı hastalıkları tedavi etmek amacıyla bir bez üzerine yayılıp deri üzerine uygulanan, beden ısısıyla vücuda yapışan eczalı parça.

Diş : Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri. Çark, testere, tarak ve benzerleri çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri. Sarımsak dilimi, karanfil vb.nde dişe benzetilen tane. Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm. Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar. Rüya, düş. Tahıl yıkanırken su üstünde kalan içi boş taneler. Dantel, yün işi örmeye yarayan şiş. Dağlardaki girintili çıkıntılı, sivri yerler. Kaya, kayalık. Duvardaki sivri ve çıkıntılı yer. Kağnının okuna takılan ve mazının dönmesini sağlayan kazıklardan herbiri. Eski türkçe taş: dış. Dış, hariç. Testerelerde kesmeyi sağlayan çıkıntı. Dişli birleştirmelerin temel elemanı. Omurgalı hayvanların çenelerinde ya da ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ya da ağız duvarında taşıdıkları sert yapılar. Kar aşındırması altındaki genç dağlarda, yandan bakıldığında testere dişi gibi görünen tepe uçlarından her biri. Dişli makaralardaki çıkıntılardan her biri. Çene kemiklerinde yerleşmiş, alınan gıdaların parçalanmasını ve öğütülmesini sağlayan sert yapılar, dens. Düven'in altındaki taş çıkıntılar. (Yurtbeyi Çankaya Ankara). Kağnılarda, mazının yastıktan çıkmamasını sağlayan ağaç parçası. (Amasya; İspir Erzurum.). Tırmıkta kuru otları toplayan bölüm. (Dardere, Kandilli Bozüyük Bilecik). Vida ve somunların üzerindeki set. (Senirkent Isparta). Omurgalı hayvanların çenelerinde ya da ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağız duvarlarında taşıdıkları kemiksi sert parçalar.

 

İç : Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı. Muhteva. Bir ülke, şehir, topluluk vb.nde olan veya yapılan. Kabuğu olan veya dışı kabuk durumunda bulunan yiyeceklerde kabuğun sardığı bölüm. Değişik yemeklerde kullanılmak üzere et ile sebzelerin ince kıyımının karıştırılması ve yoğrulmasıyla meydana getirilen karışım. Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta. Mide, bağırsak, karın. Ten ile dış giysiler arası. Oyuk şeylerin boşluğu. Akıl, gönül, irade gibi insanın manevi varlığını oluşturan şeylerden herhangi biri. Nesnelerin veya kimselerin arasında bulunan nesne veya kimse, ara. Pirinç, soğan ve baharatla hazırlanan, dolmalarda kullanılan karışım. İnsanın manevi varlığıyla ilgili olan. Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha yakın olan.

Diğer dillerde Odontoblast anlamı nedir?

İngilizce'de Odontoblast ne demek ? : odontoblastus