Osmanbükü nedir, Osmanbükü ne demek

Osmanbükü; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir kelimedir.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Aydın ilinde, İncirliova belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Osmanbükü anlamı, kısaca tanımı

Osman : Bir tür kuş veya ejderha. Hz. Muhammet'in damadı, üçüncü halife. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı

Yerleşim yeri : Bir toplumsal kümenin ya da daha kalabalık bir nüfus topluluğunun, yaşamak ve ekonomik etkinliklerini sürdürebilmek amacıyla seçip yerleştikleri kent, kasaba, köy ya da daha küçük bir yer.

İncirliova : Aydın iline bağlı ilçelerden biri.

Belediye : İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti. Bu örgütün bulunduğu bina.

Yerleşim : Yerleşme, iskân.

İncirli : Sarıasma da denilen serçe büyüklüğünde sarı bir çeşit kuş. Ankara kenti, Haymana ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Balıkesir ilinde, Gönen ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge. Batman şehrinde, Hasankeyf ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Bilecik kenti, Gölpazarı ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer. Bitlis şehri, Akşar bucağına bağlı bir bölge. Bursa ilinde, Yenişehir belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Gaziantep şehri, Sakçagöz bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Hatay kenti, Yalankoz nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Kahramanmaraş ilinde, Pazarcık ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Kahramanmaraş kenti, Tanır nahiyesine bağlı bir yer. Rize ilinde, Kalkandere ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge. Şanlıurfa ili, Birecik belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Şanlıurfa ili, Çamlıdere nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Şanlıurfa ilinde, Viranşehir ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Şanlıurfa ili, Yaylak nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

 

Nahiye : Bucak. Bölge.

Beledi : Şehirle ilgili. Pamuklu, kalın bir tür kumaş. Yerleşik.

Merkez : Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Biçim, tarz. Bir işin öğretildiği yer. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Belirli bir yerin ortası. Polis karakolu. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer.

Aydın : Işık alan, ışıklı, aydınlık. Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver, entelektüel. Kolayca anlaşılacak kadar açık, vazıh (söz veya yazı). Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

 

İncir : Dutgillerden, asıl yurdu Akdeniz kıyıları olan, yaprakları geniş dilimli bir ağaç (Ficus carica). Bu ağacın yaş veya kuru olarak yenilen etli, tatlı yemişi, ballıdarı.

Yeri : Yürü. Utanmaz: Yêriliğin cezasını çekti.

Merk : Evlek. Yara ya da çıban yangısı. Bir kabın, borunun içindeki tortu, pas. Tarla içindeki her bir bölüm (Erzincan Merkez).

Bele : Yüzü beyaz koyun. İki kardeş çocukları, kuzen. Teyze, hala. Böyle. Belâ. Kundak, çocuk bezi. Böyle, bk. böle. Teyze çocuğu, karşılığı böle. Böyle, bk. böle, böyle. Böyle, şu şekilde.

İnci : İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi. Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle. Bu tanelerden yapılmış. Bu tanelerden oluşan takı.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Diğer dillerde Oskültasyon anlamı nedir?

İngilizce'de Oskültasyon ne demek ? : auscultation