Ozmolarite nedir, Ozmolarite ne demek

Ozmolarite; Veteriner alanında kullanılan bir terimdir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Bir litre çözeltideki çözünen maddenin ozmol-gram sayısı, ozmolar çözelti.

Teknik terim anlamı:

Herhangi bir solüsyonda ozmotik olarak çözünen partiküllerin konsantrasyonu.

Ozmolarite tanımı, anlamı

Ozmol : Çözeltide mevcut olan parçaların ozmoz ve ozmotik basınca neden olma yeteneklerinin ölçüsü. İyonlarına ayrışmayan bir maddenin gram olarak molekül ağırlığı, iyonlarına ayrışan bir maddenin ise molekül ağırlığının iyon sayısına bölümü. 1 mol glikoz, iyonize olmadığı için çözünen madde 1 ozmol oluştururken, 1 mol sodyum klorür, iki iyona ayrıştığı için 2 ozmol oluşturur

Ozmolar : Çözeltideki ozmotik etkin partiküllerin konsantrasyonuna ait olan.

Ozmolar çözelti : Ozmolarite.

Konsantrasyon : Derişim. Dikkat toplaşımı.

Solüsyon : Özellikle lastikleri yapıştırmakta kullanılan koyu, yapışkan madde. Eriyik. Çözelti.

Partikül : Parçacık.

Ozmotik : Ozmozun doğasına katılan.

Çözelti : Çözünme sonucu ortaya çıkan madde.

Çözünen : Çözelti oluşturan özdek. Bir çözgende çözünüme uğrayan özdek. Kendi bileşimini değiştirmeden, çözücü içinde, atom, molekül ya da yükünler olarak tekdüze dağılmış özdek. Tektürel bir karışımda nicelikçe az olan. Çözücü içinde bileşimi bozulmadan dağılmış ve genellikle çözeltide miktarca az olan madde.Katı-sıvı homojen karışımlarında katı daima çözünendir. Ör. %80’lik şeker çözeltisinde çözünen şeker, çözücü sudur. Bir çözende çözünerek, çözelti oluşturan özdek.

 

Parti : Ortak düşünce ve görüşteki kişilerin oluşturdukları siyasal topluluk, fırka. İnsan topluluğu. Bir bütünün parçası, kısım. Bazı oyunlarda bir kez. Çok ucuza elde edilen şey, kelepir. Armoniyi oluşturan ezgilerden her biri. Bir araya gelinerek tavla, konken, okey vb. oynanan oyunlardan her biri. Tutam. Vurgun, kazanç. Herhangi bir ürünün tek seferde bir yerden başka bir yere gönderilen bölümü. Bir kişi, bir kuruluş veya bir topluluğun, çoğu belli bir şeyi kutlamak amacıyla düzenledikleri eğlence. Bir yere bölümler hâlinde gönderilmekte olan bir malın veya bir bütünün parçası.

Konsa : Taşlık.

Litre : Sıvıları ölçmede kullanılan, bir desimetreküp hacminde ölçü birimi. Bu birimde bir kabın alabileceği miktarda olan.

Madde : Duyularla algılanabilen nesne. Bir cismi oluşturan öge, öz. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Para, mal vb. ile ilgili şey. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Molekül.

Part : Karın. Çok şişkin (karın). Sarkık (karın). İşkembe. Kurt, köpek ve benzerleri hayvanların parçaladığı koyunun derisi. Ekin demetlerinin başaklar içe gelecek biçimde yığılmış durumu. Biçilmiş ekinin otuz demetinden yapılmış yığın. Otuz yumurtadan yapılmış yığın. Eski giysi, paçavra. Yeni yapılan evlere, ev sahibinin akrabalarının armağan olarak taktıkları kumaş. Yüzük oyununda yüzüğü saklamakta kullanılan mendil, bez parçası. Bağışlama: Ali'nin suçunu part etti. Çelik çomak oyununda çeliğin yerde vurulması. Yüzük oyununda, saklanan yüzüğün yerini bulan oyuncu bölüğüne, karşı yanın tanıdığı sayı. İskambil ya da tavla oyunlarında oynanacak sayı. Eski türkçe bart: Koyunun karın ve göğüs boşluğu; işkembe; ot yığını; ekin yığını. Bir kaç bağlık ot yığını. Yerine göre mesl 30 bağ bir part eder. Karın göbek.

 

Sayı : Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet. Gazete, dergi vb. sürekli yayınların bir bütün oluşturan, değişik tarih, numara taşıyan baskılarından her biri, nüsha. Bir spor karşılaşmasında taraflardan her birinin başarı derecesini gösteren nicelik, skor.

Olar : Onlar. Onlar (III. çokluk şahıs zamiri).

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Diğer dillerde Ozmolarite anlamı nedir?

İngilizce'de Ozmolarite ne demek ? : osmolarity