Peptidil trna nedir, Peptidil trna ne demek

Peptidil trna; Biyoloji alanında kullanılan bir kelimedir.

Biyoloji'deki anlamı:

Protein sentezi sırasında, ribozomlarda, her bir amino asit eklenmesinde, o sıraya kadar sentezlenmiş tüm polipeptit zincirine bağlı tRNA.

Peptidil trna anlamı, tanımı

Trna : [Bakınız: taşıyıcı RNA]. Taşıyıcı RNA

Protein sentezi : Elçi RNA'yı kalıp olarak kullanarak ribozomlarda protein sentezlenmesi. Elçi RNA'nın ribozoma bağlanmasıyla başlayan ve oluşan polipeptit dizisinin ribozomdan ayrılmasına kadar geçen bir seri reaksiyonlar dizisi. Başlama (inisiyasyon, I), uzama ve bitirme (terminasyon, R) aşamalarından oluşur. Prokaryot ve ökaryotlarda bu aşamalarda değişik faktörler rol alır ve enerji kullanılır.

Polipeptit : Proteinlerin birincil yapısını oluşturan peptit bağlarıyla bağlanmış çok fazla sayıda amino asidin oluşturduğu bir polimer. Aminoasitlerin birbirlerine peptit bağlarıyla bağlanmasıyla oluşan aminoasit zinciri. Peptit bağıyla bağlanmış 10-100 amino asit içeren genellikle molekül ağırlığı 10 kDa’dan az olan peptit.

Amino asit : Bir amino grubu ile bir karboksil grubu taşıyan, proteinlerin temel taşı olan organik bileşik.

Sırasında : Gerekince, yerinde ve zamanında.

Protein : Canlı hücrelerin ana maddesini oluşturan, genel olarak sülfür, oksijen ve karbon ögeleri bulunan amino asit birleşiminden oluşmuş, yumurta akı, et, süt vb. yiyeceklerde bulunan, karmaşık yapılı doğal madde.

 

Eklenme : Eklenmek işi.

Her bir : Sayılabilen şeylerin ayrı ayrı hepsi, beher (I).

Ribozom : Bütün ökaryot hücrelerde çok sayıda hem serbest olarak sitoplâzmada, hem de endoplâzmik retikuluma bağlı olarak, ayrıca ökaryot hücre sitoplâzmasınınkinden daha küçük hâlde mitokondri ve kloroplâstların matriksinde bulunan, prokaryot hücrelerde ise sitoplâzmada bulunan, elçi RNA'nın tercüme edilerek proteinin sentezlendiği, sitoplâzmanın bir bölgesinde yoğun olarak bulunarak polizom veya poliribozom denilen grupları meydana getiren, E.coli'de 50 S ve 30 S, ökaryotlarda 60 S ve 40 S çökme kat sayısına sahip biri büyük, biri küçük iki alt birimden yapılmış, küçük alt birimleri ile elçi RNA'ya, büyük alt birimleri ile de endoplâzmik retikuluma bağlanan, RNA ve proteinden yapılmış, E.coli'de 52, ökaryotlarda yaklaşık 80 kadar çeşit protein kapsayan hücre organeli. Hücre sitoplazmasında aminoasitlerden protein sentezinin gerçekleştiği, RNA ve protein kompleksinden oluşmuş ultramikroskobik organellerden her biri. Hücrede mRNA’ nın mesajına göre protein sentezlemektensorumlu, ribozomal RNA ve proteinlerden meydana gelen, büyük ve küçük iki alt birimden oluşan, sitoplazma ve endoplazmik retikuluma bağlı olarak bulanan hücre içi organellerden biri.

Zincir : Birbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ. Altın ya da gümüşten yapılmış takı. Taşıtların kar veya buzda kaymaması için tekerleklerine takılan alet. Hükümlülerin eline, ayağına vurulan demir bağ. Art arda gelen şeylerin oluşturduğu dizi.

 

Sentez : Element veya başka maddeleri bir araya getirerek yapay olarak bileşik cisimler oluşturma, bireşim. Yalından karmaşık olana, külliden cüziye, zorunludan olasıya, ilkeden onun uygulanmasına, genel yasadan bireysel duruma, nedenden etkiye, öncülden varılan sonuca giden düşünme biçimi, bireşim.

Polip : Sölenterlerden, toplu veya tek başına yaşayabilen basit yapılı hayvan. Mukoza ile kaplı boşluklar içinde gelişen, yumuşak, telsel, genellikle saplı bir armut biçiminde ur.

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

Riboz : Ribonükleik asitlerin ve ribonükleotitlerin yapısında bulunan beş karbonlu şeker. Formülü CH2OH(CHOH)3CHO, mol kütlesi 150,1 g olan, D-riboz; bazı nükleik asit ve koenzimlerin bileşiminde furanozit ve piranozit şeklinde bulunabilen bir pentoz şeker. D-2-deoksiriboz; Formülü HOH2C(CHOH)2CH2CHO, mol kütlesi 134,1g olan deok-siribonükleik asit ve hücreye ait çekirdekte bulunan bir bileşik şeker. Beş karbonlu aldoz yapısındaki monosakkaritlerden biri. RNA, FAD, NAD, NADP ve koenzim A’nın bir bileşeni.

Kadar : Ölçüsünde, derecesinde. Miktarda, derecede. Gibi. Denli. Büyüklüğünde, genişliğinde. Süre belirten bir söz. Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz. Dek.

Poli : Çok, fazla. Bütün alt birimleri sitozin olan homopolimer. Bütün alt birimleri timin olan homopolimer. Bütün alt birimleri urasil olan homopolimer.

Sıra : Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi. Nöbet. Bu biçimdeki topluluğun durumu. Ardı, arkası, önü ve yanı kelimelerinden sonra gelerek tamlamalar kuran ve "ardından, arkasından, önünden, yanından, beraberinde" anlamlarında kullanılan bir söz. Düzen. Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman. Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılmış olan mobilya. Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu. Tahtadan oturak.

Asit : Turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirmek özelliğinde olan ve birleşimindeki hidrojenin yerine maden alarak tuz oluşturan hidrojenli birleşik, hamız.

Kada : Kardeş. Ağabey. Kız kardeş, abla. Küçük kardeş. Arkadaş. Teyze. Yeni doğmuş hayvan yavrusu. Gönül, naz. Konuşmaya engel olan dilbağı : Dili kadalı olduğundan konuşamıyor. Sıra: Ahmet'in kadasını sen mi savdın. Kadar (bk. gadâ, kada kadar). Kadar. Kadar, bk. kadê, kadâr.

Diğer dillerde Peptidil trna anlamı nedir?

İngilizce'de Peptidil trna ne demek ? : peptidyl-trna