Sünek nedir, Sünek ne demek

Sünek; Metalürji alanında kullanılan bir sözcüktür.

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Esnek nesne: Bu direk biraz sünek.

1.Cimri.

[Bakınız: sünempe].

Künklerde ince ağzın kalın yana girdiği yer, birleşme yeri.

Uyuşuk, sümsük, sünepe.

Sapan.

Metalürji'deki terim anlamı:

Süneklik özelliği gösteren.

Sünek tanımı, anlamı

Süne : Yarım kanatlılardan, yumurtalarını ekin yapraklarına bırakan, esmer renkli, zararlı bir böcek (Eurigaster integriceps)

Sünek davranım : Süneklik özelliği olan davranım.

Sünek gereç : Süneklik özelliği olan gereç.

Sünek kırılma : Büyük enerji soğurumuyle kırılma.

Süneklik : Kopmaksızın bozunum yoluyla, sürekli biçim değişmesine uğrayabilme özelliği.

Gösteren : Gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses veya sesler bütünü.

Birleşme : Birleşmek işi.

Sünempe : Uyuşuk, sümsük, sünepe.

Göster : Gösteriş eyleminin yapılması için kılıçoyunu öğretmenince verilen komut.

Uyuşuk : Duymaz ve hareket edemez duruma gelmiş, uyuşmuş. Gevşek, tembel, sünepe, uyuntu.

Sümsük : Sümsükgillerden, sivri gagalı, kısa bacaklı deniz kuşu (Sulabassana).. Uyuşuk davranan, miskin, aptal, mıymıntı, sünepe, pısırık kimse. Yumruk. Arsız, açgözlü, başkasının yediğinden isteyen. 1.Aptal, mıymıntı, sünepe. [Bakınız: sümdük]. Açgözlü, gördüğünü isteyen, utanmaz. [Bakınız: sürdük]. Aptal.

 

Sünepe : Kılıksız ve uyuşuk, sümsük (kimse).

Sümsü : Tütün çubuğu ucundaki, tütünün konulduğu yer.

Birle : Zaman anlamına gelip fiillerin sonunda takı gibi kullanılır: Babam geldiği birle ağabeyim sigarayı atar. İle.

Sapan : İki ucu ip, ortası örme veya meşin olan bir taş atma aracı. Makarayı bir yere bağlamak için tablaların çevresine geçirilen halat veya demir kuşaklar. Genellikle çocukların kuş vurmak için kullandıkları, iki ucuna lastik ve lastiklerin arasına da geniş bir meşin parçası bağlı bulunan çataldan oluşan araç. Kaldırılacak bir şeyin üzerine geçirmek için halattan yapılmış olan çember.

Kalın : Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı. Yoğun, akıcılığı az olan. Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık. Enli ve gür (kaş). Pes (ses). Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü. Etli, dolgun.

Direk : Ağaçtan veya demirden yapılmış olan uzun ve kalın destek. Sütun. Değerli, saygın, önde gelen kimse.

Biraz : Bir parça, azıcık. (bi'raz) Az miktarda. (bi'raz) Kısa bir süre için.

Nesne : Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje. Öznenin dışında kalan her konu, obje. Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç.

Diğer dillerde Sünek anlamı nedir?

İngilizce'de Sünek ne demek ? : ductile