Solungaç yarığı nedir, Solungaç yarığı ne demek

Solungaç yarığı; Biyoloji, Zooloji alanlarında kullanılan bir sözcüktür.

Biyoloji'deki anlamı:

Alçak omurgalılarda devamlı bulunan, yüksek omurgalılarda embriyoda görülen yutağın yanlarından dışarı açılan bir seri yarık.

Zooloji'deki anlamı:

Alçak omurgalı hayvanlarda devamlı bulunan, yüksekomurgalı hayvanlarda embriyonda görülen, yutağın yanlarına yerleşmiş, bir seri yarık biçimindeki açıklıklar.

Solungaç yarığı anlamı, kısaca tanımı

Solungaç : Suda yaşayan hayvanların solunum organı, galsame

Yarı : Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf. Gereğinden az, tam olmayarak. Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan. Devre arası.

Omurgalılar : Memelileri, kuşları, amfibyumları, sürüngenleri, yuvarlak ağızlıları ve balıkları içine alan hayvanlar âlemi (Vertebrata).

Açıklıkla : Açık bir biçimde, açık olarak.

Yerleşmiş : Müstakar (doğrusu: müstakır).

Hayvanlar : (Animalia), Canlı varlıklardan bitkiden farklı olarak yer değiştirebilen, uyartılara cevap veren, besinlerini vücudu içinde sindirebilenleri içine alan bir âlemdir. Birgozeliier (Protozoa) ve çokgözeliler (Metazoa) olmak üzere 2 altâlemi vardır.

Embriyon : Yumurtadan meydana gelen, yumurta zarı, yumurta kabuğu ya da vücudu içinde bulunan ve gelişmesinin erken evrelerinde olan genç bir organizma.

 

Omurgalı : Omurgası bulunan. Dirayetli, ilkeli.

Açıklık : Açık olma durumu, aleniyet. Uzaklık, mesafe. Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer. Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu. Boş ve geniş yer, meydanlık. Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh. Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik.

Embriyo : Oğulcuk.

Devamlı : Sürekli, bitmeyen, kesintiye uğramayan. Okuluna düzenli bir biçimde devam eden. Sürekli, bitmeyen, kesintiye uğramayan bir biçimde.

Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).

Yüksek : Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan, alçak karşıtı. Yukarıda, üst tarafta olan yer. Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan. Normal değerlerin üstünde olan. Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan. Güçlü, şiddetli. Derece ya da makamı bakımından üstün. Erdemli, faziletli. Etkili.

Omurga : Sırt boyunca uzanarak vücuda destek sağlayan, kemikten, kıkırdaktan veya her ikisinden oluşan, içinde omuriliği barındıran kemik yapı. Gemi kaburgasının aşağı taraftan bağlı bulunduğu boy ekseni doğrultusunda boydan boya geçen ana yapı ögesi. Bir şeyin varlığı ile ilgili en önemli bölümü, temel, belkemiği, esas.

Dışarı : Dış çevre, dış yer, hariç, içeri karşıtı. Dışa, dış çevreye. Kişinin konutundan ayrı olan yer. Yurt dışı.

 

Hayva : Ayva. Tenekeyi lehimlemek için kullanılan bakır ya da demir araç. [Bakınız: hayva demiri].

Biçim : Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.

Alçak : Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı. Kısa (boy). Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain. Aşağıda olan, yüksek olmayan (yer).

Yarık : Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak. İnce bir çizgi durumunda açılmış yara. Çatlak. Yarılarak açılmış ya da yarılarak oluşmuş. Küçük bir ışık demeti elde etmek için ışık kaynağının önüne konulan, saydam olmayan bir düzlem üzerine açılmış, dikdörtgen biçiminde küçük delik. Anlaşmazlık. Dişinin cinsel organı.

Devam : Sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme. Ek, parça. Bir yere belli bir amaçla, gereken zamanlarda gitme. "Kesme, sürdür" anlamında kullanılan bir söz.

Diğer dillerde Solungaç yarığı anlamı nedir?

İngilizce'de Solungaç yarığı ne demek ? : gill slit, gill split