Spirurida nedir, Spirurida ne demek

Spirurida; Veteriner alanında kullanılan bir terimdir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Secernentea alt sınıfında bulunan ventral, kaudo-ventral papillere ve kaslı-bezli tip özofagusa sahip nematod takımı.

Spirurida anlamı, kısaca tanımı

Spiruridaenfeksiyonları : Spirurida takımında bulunan nematodların neden olduğu enfeksiyon

Secernentea : Çok sayıda kuyruk papilleri ve yan kanalları bulunan bir boşaltı sistemine sahip nematod alt sınıfı.

Alt sınıf : Bir sınıf içinden ayrılan ikinci derecedeki sınıf. Toplumda sosyal ve ekonomik açıdan gerilerde kalan insan topluluğu.

Özofagus : [Bakınız: yemek borusu]. Yemek borusu.

Papiller : Meme başına benzeyen, meme başı biçimindeki kabartı veya kabartılarla ilgili.

Nematod : Yuvarlak solucanlar.

Ventral : [Bakınız: alt yüzey]. Karınla ilgili. Vücudun karın tarafına yakın, karın tarafında bulunan, alt. [Bakınız: karın].

Takım : Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman. Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk. Hayvanlarda yemek borusu, akciğer ve karaciğere genel olarak verilen ad. Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu. Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup. Bölüğü oluşturan birliklerden her biri. Takım elbise. Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. Birbirini tamamlayan şeylerin tümü. Sigara ağızlığı. Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik.

 

Sahip : Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik. Koruyan, arka çıkan, gözeten kimse. Herhangi bir niteliği olan kimse, ehil. Bir iş yapmış, üstlenmiş veya bir eser ortaya koymuş kimse.

Sınıf : Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri. Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü. Çeşitli amaçlarla oluşmuş kümeler. Derslik. Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri. Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı yararı sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas.

Kaslı : Kasları sıkı, gelişmiş, adaleli.

Sece : Dolap yerleri.

Sını : Ağaçtan yapılmış yayık. “Tuluhdan, sınısıdan yayduh.”. Sini, yemek sofrası.

Nema : Büyüme, gelişme, çoğalma. Faiz, ürem.

Papi : Ördek.

Takı : Çoğunlukla evlenen veya nişanlanan birine armağan olarak verilen küpe, bilezik, yüzük, zincir gibi şeylerin tümü. Adın başka bir kelime ile ilgi kurmak üzere aldığı durum eki. Cümleler ile kelimeler arasında ilişki kurmaya yarayan kelimeler. Kadınların ziynet eşyası, asım takım.

 

Sahi : Gerçekten, gerçek olarak.

Tip : Aynı cinsten bütün varlıkların veya nesnelerin temel özelliklerini büyük ölçüde kendinde toplayan örnek. Tür, çeşit. İlgi çekici, değişik kimse. Hikâye, roman, tiyatro gibi uzun anlatıma dayalı edebi eserlerde kişi kadrosu içinde yer alan ve belli bir düşüncenin, topluluğun zihniyetini ve ideolojinin temsilciliğini yüklenen kişi. Kendine özgü kişiliği olmayan, genellikle bilinen kalıplardaki insanları gösteren oyun kişisi. 1.Pancar. 2.Turp. Kişileştirme işleminde genel olarak ele alınan oyun kişisi. Seyirci tarafından özellikleri bilinen ve kavramları getiren derinliği olmayan oyun kişisi. Hiçbir ruhsal gelişimi yoktur. Davranışlarıyla anlaşılır ve her oyunda aynı yolda hareket eder. Örnek : Kavuklu, Pişekâr, Pantalone, Arlekino, vb. Benzerlerinin ana özelliklerini kendinde topladığı için örnek olarak ele alınan birey. Bir topluluktaki belirli özellikleri taşıyan bir kimseyi, bilinen kalıplar içinde yansıtan oyun kişisi. İnsanları genellemesine yansıtan, kendine özgü kişiliği olmayan, daha çok bilinen kalıplardaki insanları gösteren oyun kişisi. Sınıflandırmada bir temel olarak kullanılan ve geniş sayıda bireyleri kapsayan karakterler topluluğu; yeni bir cins ya da tür olarak tanımlanan esas birey.

Alt : Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı. Birkaç şeyden aşağıda olan. Bir şeyin yere yakın bölümü. Birine göre daha aşağı mevkide olan kimse, madun. Sınıflamalarda ikinci derecede olan. Bir nesnenin tabanı. Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü.

Ve : Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.

Diğer dillerde Spiroserkozis anlamı nedir?

İngilizce'de Spiroserkozis ne demek ? : spirocercosis)