Tokaç kalıbı nedir, Tokaç kalıbı ne demek

Tokaç kalıbı; Metalürji alanında kullanılan bir sözcüktür.

Metalürji'deki terim anlamı:

Tokaçlama işleminde, yuvarlak biçim vermek için kullanılan kalıp.

Tokaç kalıbı anlamı, tanımı

Kalı : Halı

Kalıb : Resim. Mühür.

Toka : Kemer, kayış, ayakkabı vb.nin iki ucunu birbirine bağlamaya, bunları istenilen genişlikte tutmaya yarayan, türlü biçimlerde tutturmalık. İçki içerken birinin şerefine, sağlığına kadeh tokuşturma. Kadınların saçlarını bir arada tutmaya yarayan, bazen de süs olarak kullanılan araç. El sıkışma.

Tokaç : Çamaşır yıkarken kullanılan, tahtadan, yassı tokmak.

Tokaçlama : Tokaçlamak işi.

Yuvarlak : Top veya küre biçiminde olan, müdevver. Top veya küre biçiminde toparlak şey. Kesin ve açık olmayan (söz, laf vb.). Homoseksüel erkek.

Vermek : Üzerinde, elinde ya da yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek. Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Sahip olmasını sağlamak. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek. Herhangi bir duruma yol açmak. Tespit etmek. Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak. Kazandırmak, katmak. Doğurmak. Ondan bilmek, atfetmek. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek. Cinsel yönden kendisini kullandırmak. Kızı, kadını biriyle evlendirmek. Ödemek. Ayırmak, harcamak. Bırakmak veya bağışlamak. Bitki ve ağaç, ürün üretmek. Yaymak. Bir şey üzerinde etki yapmak, biçimini değiştirmek. Dayamak. Satmak. Hepsini herhangi bir duruma sokmak.

 

Biçim : Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.

Yuvar : Organizmadaki kan, lenf, süt vb. sıvılarda bulunan, genel olarak yuvarlak veya oval küçük cisim. Yer yuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim.

Verme : Vermek işi.

Kalıp : Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç. Gösterişli görünüş. Biçim, durum. Biçki modeli, patron. Yenilikten uzak, özgün olmayan. Genellikle küp biçiminde yapılan.

İşlem : Bir işi sonuçlandırmak için yapılmış olan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat. Bir amaca ulaşmak için tutulan yol, prosedür. Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi. Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi. Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele. Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele.

 

İşle : Nakış: İşle ipliğini aldım.

Biçi : Erkek çocuk.

İçin : Amacıyla, maksadıyla. Düşüncesince, kendince, göre. Özgü, ayrılmış. Ant deyimleri yapan bir söz. Karşılığında, karşılık olarak. Oranla, göz önünde tutulursa. Uğruna, yoluna. -den dolayı, -den ötürü. Neden ve sonuç belirten bir söz. Hakkında. Süre belirten bir söz.

Yuva : Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak. Kimsesizlere veya yoksullara yardım etmek ve onları barındırmak amacıyla açılan yer. Genellikle ailenin oturduğu ev. Bir şeyin içinde yerleşmiş olduğu veya yerleştirildiği oyuk. Bir şeyin öğretildiği yer. Bazı kötü nitelikli kimselerin çok bulunduğu, toplandığı yer. Bir şeyin çok bulunduğu yer. İki buçukla dört yaş arası çocukların bakıldığı, okul öncesi eğitim kurumu.

Diğer dillerde Tokaç kalıbı anlamı nedir?

İngilizce'de Tokaç kalıbı ne demek ? : swage die