Yortanpazarı nedir, Yortanpazarı ne demek

Yortanpazarı; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir sözcüktür.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Karabük ili, Yenice ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Yortanpazarı anlamı, tanımı

Yort : Bir çeşit at yürüyüşü, tırıs. Yoğurt. Hüküm, nüfuz

Yortan : Hızlı yürüyen.

Pazar : Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer. Rize iline bağlı ilçelerden biri. Belli bir şeyin satıldığı yer. Alışveriş. Cumartesi ile pazartesi arasındaki gün. Tokat iline bağlı ilçelerden biri.

Yerleşim : Yerleşme, iskân.

Karabük : Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Yenice : Oldukça yeni. (yeni'ce) Yakın günlerde. Çanakkale iline bağlı ilçelerden biri. Karabük iline bağlı ilçelerden biri.

Nahiye : Bucak. Bölge.

Merkez : Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Biçim, tarz. Bir işin öğretildiği yer. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Belirli bir yerin ortası. Polis karakolu. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer.

Birim : Bir kümenin her elemanı. Dilin, oluşturduğu yapı içinde, belli bir düzlemde yer alan öbür ögelerle kurduğu bağıntılarla tanımlanan ayrı nitelikli öge, ünite. Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri. Bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, ünite. Bir niceliği ölçmek için kendi cinsinden örnek seçilen değişmez parça, vahit.

 

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

Kara : Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak. Kötü, uğursuz, sıkıntılı. Yüz kızartıcı durum, leke. En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı. Esmer. Bu renkte olan. İftira.

Merk : Evlek. Yara ya da çıban yangısı. Bir kabın, borunun içindeki tortu, pas. Tarla içindeki her bir bölüm (Erzincan Merkez).

Yeni : Kullanılmamış veya az kullanılmış olan, eski karşıtı. Tanınmayan, bilinmeyen. O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan. Biraz önce, çok zaman geçmeden. Daha öncekilerden farklı olan. Eskisinin yerine gelen. En son edinilen. İşe henüz başlamış. Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan.

İlçe : Yönetim bakımından yurt bölümlemesinde ilden sonra gelen bölüm, kaymakamlık, kaza.

Biri : Bir tanesi. Bilinmeyen bir kimse.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

 

İli : Ilık. [Bakınız: ılı]. Sıcak pekmez. Gelişigüzel dikiş. Buz tutan gölün donmayan yeri: İlide kuşlar varmış. Zayıf. Hayalet, cin, peri.

Diğer dillerde Yorkshiredomuzu anlamı nedir?

İngilizce'de Yorkshiredomuzu ne demek ? : yorkshire pork