Zedelenme göstergesi nedir, Zedelenme göstergesi ne demek

Zedelenme göstergesi; Psikoloji alanında kullanılan bir kelimedir.

Psikoloji'deki anlamı:

Bir ölçer bataryasında beyni zedelenmiş kişileri ayırt etmek amacı ile düzenlenmiş bir değerlendirme yöntemi.

Zedelenme göstergesi kısaca anlamı, tanımı

Göster : Gösteriş eyleminin yapılması için kılıçoyunu öğretmenince verilen komut

Gösterge : Bir şeyi belirtmeye yarayan şey, belirti, im, işaret. Bir durumla ilgili çeşitli aşamaları gösteren liste, icmal. Anlamla biçimin, gösterenle gösterilenin kaynaşmasından oluşan dil birimi, belirtke. Bir aracın işlemesiyle ilgili bazı ölçümlerin sonucunu kendiliğinden gösteren araç, müşir, indikatör. Bir gelişimi gösteren nicelikler veya değerler arasındaki ilişki, endeks, indeks.

Zedelenme : Zedelenmek işi.

Değerlendirme : Değerlendirmek işi, kıymetlendirme. İletişim organlarında izlenme oranı.

Ayırt etmek : Birkaç şeyi birbirinden ayıran niteliği anlamak, tefrik etmek, temyiz etmek.

Ayırt etme : Ayırt etmek işi.

Batarya : En küçük topçu birliği. Savaş gemilerinde borda topları ve bunların bulunduğu güverte parçası. Birkaç aygıtın bir araya getirilerek belirli bir biçimde eklenmesinden oluşan takım. Pil.

Yöntem : Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem, prosedür, politika. Bilimde belli bir sonuca erişmek için bir plana göre izlenen yol, metot.

 

Ölçer : Ateşi karıştıracak demir kol.

Ayırt : Fark. Süzgeç, kevgir. Yol ya da su yollarının birleştiği yer, ayrım. [Bakınız: ayırdım]. Kıyı, çizgi, sınır: Yolun ayırdında beni bekle. Hastayı iyileştireceği ya da öldüreceği inancıyla yedirilen yiyecekler.

Batar : Zatürre.

Etmek : Bir işi yapmak. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak. Demek, söylemek. Eşit değer kazanmak. Birini bir şeyden yoksun bırakmak. Küçük ya da büyük abdestini yapmak. Bulmak, erişmek. Herhangi bir değerde olmak. Kötülükte bulunmak.

Değer : Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü.

Düzen : Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. Dolap, hile. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. Bez dokuma tezgâhı. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri. Yerleştirme, tertip. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. Alet edevat takımı.

 

Beyni : Beyin.

Bata : Arapça kökenli battâl: Büyük, işe yaramaz (Erzincan Merkez). Bu yıl: Bâta yağış fazla oldu. Bu kere, bu kez: Bâta unumuz iyi üvündü.

Etme : Etmek işi.

Düze : Doz.

Kişi : Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Eş, koca. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs. Erkek. Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse.

İle : Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, neden veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz. Bazı soyut adlara getirildiğinde ". olarak, . bir biçimde" anlamında durum zarfları oluşturan bir söz. Cümle içinde aynı görevde bulunan iki ögeyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz.

Diğer dillerde Zedelenme göstergesi anlamı nedir?

İngilizce'de Zedelenme göstergesi ne demek ? : impairment index