Işıldak şapkası nedir, Işıldak şapkası ne demek

Işıldak şapkası; Gösteri alanında kullanılan bir terimdir.

Teknik terim anlamı:

Işığın dağılımını sınırlayan takı. Işıldağın Öndeki tırnaklarına takılır. Bunların çeşitli çapta olanları vardır.

Işıldak şapkası kısaca anlamı, tanımı

Işıl : Işıklı. Işıldayan, parlak. Işıldayan, parlayan

Işıldak : Karanlıkta bir hedefi aydınlatmak için kullanılan dar, uzun bir ışın demeti çıkaran ışık kaynağı, projektör. Parlayan, ışıltılı.

Şapka : Keçe, hasır, kumaş, ip vb. ile yapılmış olan başlık. Boru, baca, direk vb. şeylerin açık olan üst bölümünü havanın etkisinden korumak için takılan başlık. Bazı bitkilerde, özellikle mantarlarda sapın üstünde bulunan, üreme organlarını taşıyan şapka biçimindeki organ. Düzeltme işareti.

Tırnaklar : Epidermisten biçimlenen kapsula ungule ve dermisten biçimlenen koryum ungule olmak üzere iki kısım içeren epidermoidal, keratinize organlar. İnsanda unguis, tek parmaklılarda ungula, çift tırnaklılarda ungule, etçillerde ise unguikula adları verilir.

Çeşitli : Çeşidi çok olan, türlü, mütenevvi.

Dağılım : Dağılarak birbirinden ayrılma. Birleşiminde kütle içinde tamamen eşit olarak dağılmış gerçek veya koloidal eriyik biçiminde başka bir madde bulunan katı, sıvı veya gaz durumundaki bütün cisimler. Bir toplumda, bir kümede incelenen bir veya birçok özelliğin zamana, yere, seçilen herhangi bir değişkene göre hesaplanan sayısal ve oransal dağılışı. Bir ses biriminin, anlam biriminin değişik kullanım veya bağlamlardaki çevrelerinin tümü. Mal üretiminde, katkıda bulunanlara, üretilen mallardan herhangi bir ölçüde verilmesi, dağıtılması. Paylaşım.

 

Bunlar : Bu zamirinin çokluk biçimi.

Tırnak : İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka. Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar. Tırnak işareti. Kanca gibi araçların kıvrık yeri. Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılmış olan dişlerin her biri. Kanun çalmakta kullanılan mızrap. Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski. Gemi demirinin ucundaki yassı parça.

Takılı : Takılmış, tutturulmuş, asılmış.

Dağıl : Toz kaldırarak esen rüzgâr.

Takıl : 1.Buğday. 2.Tahıl ölçeği. 1.Çeyiz. 2.Bohça. 3.eşya. 4.İç giysisi.

Bunla : Bunlar.

Sınır : İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut. Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit. Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi. Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç. Uç, son. Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst yer, limit.

Çeşit : Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev. Türlü. Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik.

 

Sını : Ağaçtan yapılmış yayık. “Tuluhdan, sınısıdan yayduh.”. Sini, yemek sofrası.

Önde : Orada : Kalem önde.

Olan : Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, evlat.

Takı : Çoğunlukla evlenen veya nişanlanan birine armağan olarak verilen küpe, bilezik, yüzük, zincir gibi şeylerin tümü. Adın başka bir kelime ile ilgi kurmak üzere aldığı durum eki. Cümleler ile kelimeler arasında ilişki kurmaya yarayan kelimeler. Kadınların ziynet eşyası, asım takım.

Dağı : Tarlalarda biten yabani otları yok etme. Eş erke ve oylumlu dizgelerden hangisinin daha çok olasılığı bulunduğunu ölçen temel ısıldevim-bilimsel nicelik. [Bakınız: dakı].

Diğer dillerde Işıldak şapkası anlamı nedir?

İngilizce'de Işıldak şapkası ne demek ? : high hat, funnel