Alacalanmak nedir, Alacalanmak ne demek

  • Alaca bir duruma gelmek.
  • Herhangi bir heyecan dolayısıyla benzi kızarıp bozarmak, renkten renge girmek
  • Eriyen karlar arasından yer yer toprak görünmek.

"Alacalanmak" ile ilgili cümle

  • "Tarlalar alacalandı."

Yerel Türkçe anlamı:

Eriyen karlar arasından yer yer toprak görünmek: Tarlalar alacalandı.

(üzüm) Olgunlaşmaya başlamak

Alacalanmak anlamı, tanımı:

Alaca : Keklik, bıldırcın vb. kuşları avlamak için kullanılan iki renkli bez. Birkaç renkli iplikten yapılmış dokuma. İki veya daha çok renkli. Birkaç rengin karışımından oluşan renk, ala. Çorum iline bağlı ilçelerden biri. Meyvelere, genellikle üzüme düşen ben. Ağaçta ilk olgunlaşan meyve.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Duruş biçimi, konum, tavır. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.

Gelme : Yetişme. Gelmek işi. Gelmiş olan. Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi.

Heyecan : Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi vb. sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu. Coşku.

Dolay : Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, civar.

 

Bozarmak : Boz renge girmek. Renk değiştirmek, rengi atmak.

Renk : Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum. Nitelik. Çeşitlilik.

Girmek : Sığmak. Yeni bir duruma geçmek, dönüşmek. Sulu bir şeyin veya su dolu bir yerin içine batmak veya dalmak. Yazılmak, başlamak. Tecavüz etmek, geçmek. Bulaşmak. Katılmak. Yüklenmek. Yemek yemek. Ağrı, sancı başlamak, saplanmak. Girişmek, başlamak. Dışarıdan içeriye geçmek. Bir şeyin yapımında, birleşiminde yer almak. Almak, fethetmek. Erişmek, ulaşmak. Zaman anlamlı kavramlar için gelmek. İyice anlamak, iyice bilmek. Kavgaya tutuşmak. İncelemek, ayrıntılara inmek.

Bir : Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Sayıların ilki. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Beraber. Eş, aynı, bir boyda. Sadece. Ancak, yalnız. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Aynı, benzer. Bir kez. Bu sayı kadar olan. Tek.

Gelmek : Ulaşmak, varmak. Katılmak, eklenmek. Türemek. -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar. Sonuç çıkmak. Biriyle birlikte gitmek. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. İzlemek, takip etmek. Düşmek, rast gelmek. Kendine yapılmış olan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak. Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak. Mal olmak. -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil. Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar. Kazanılmak, sağlanılmak. Herhangi bir sırada bulunmak. Getirmek. Belli bir süre dolmak. Ortaya çıkmak, doğmak. Olmak, -e uğramak. Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek. İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil. Etkisini herhangi bir biçimde göstermek. Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek. Belli bir zamana ulaşmak. Oturmaya, ziyarete gitmek. Dayanmak, tahammül etmek. Kadar olmak. Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek. Uymak. Başlamak, ortaya çıkmak. Çıkmak, yönelmek. Görünmek, sanılmak. İsabet etmek. Akmak. Uygun düşmek.

 

Diğer dillerde Alacalanmak anlamı nedir?

İngilizce'de Alacalanmak ne demek? : to become variegated

Rusça'da Alacalanmak : v. пестрить