Aspersions türkçesi Aspersions nedir

Aspersions ile ilgili cümleler

English: I'm casting aspersions on his competency as a statistician.
Turkish: Bir istatistikçi olarak onun yeteneğine iftira atıyorum.

Aspersions ingilizcede ne demek, Aspersions nerede nasıl kullanılır?

Cast aspersions upon somebody : İftira atmak. Çamur atmak.

Aspersion : İftira. Kara çalma. Kutsal su serpme. Karalama. Serpme. Çamur. Haksız suçlama. Hakaret. Leke sürme.

Aspersing : Çamur atmak. İftira atmak. Lekelemek. Serpmek. İftira etmek. Alnına leke çalmak. Alnına leke sürmek.

Aspersive : İftira olarak.

Aspers : Akçe. Pul. Türkiye'de ve mısır'da eski gümüş para.

Asperses : Serpmek. İftira atmak. Çamur atmak. Alnına leke sürmek. İftira etmek. Alnına leke çalmak. Lekelemek.

Gaspers : Soluk soluğa kalan. Nefesini tutan. Ucuz sigara. Sigara.

Aspersers : İftira atan kimse. Çamur atan kimse. Kötüleyen kimse.

Aspersorium : Kutsal su koymak için kullanılan kase. Kutsal su serpmek için kullanılan fırça.

Jaspers : Balgam taşı. Balgamtaşı. Yeşimtaşı. Jasper. Yeşim. Arkansas eyaletinde şehir. Yeşim taşı. Jasp. Donuk akik. Tennessee eyaletinde yerleşim yeri.

İngilizce Aspersions Türkçe anlamı, Aspersions eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Aspersions ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Scatterings : Saçılım. Serpinti. Dağılış. Saçma. Yayma. Dağıtma. Savurma. Serpiştirme. Saçılma.

Derogation : Zillet. Dokunma. İhlal. Küçültme. Azaltma. Gerileme. Ayrıklık. Küçülme. Kötüleşme. Eksiltme.

Malediction : Karkış. Lanet. İlenç. Lanetleme. Beddua.

Clay : Bir soyadı. Toprak. Amerikalı bir boksör. Tanecikleri 0.0004 mm'den daha küçük, çimentolanmamış kil mineralleri topluluğu. Yerküre. Kil. İnsan vücudu. Parçacıklarının çapı 0.002 mm olan, kuru alüminyum silikattan yapılmış, sıkı ve su geçirmez toprak. Hamur.

Libelous : Hakaret dolu. Hakaretamiz. Hakaret içeren. Hakaret niteliğinde. Şerefini lekeleyen. İftira niteliğinde olan. İftira niteliğinde. İftiralı. Karalayıcı. İftira kabilinden.

Libel : Davacı dilekçesi. Karalayıcı yerme. Yayın yoluyla hakaret etmek. Ağır suç atma. Ağır suç uydurma. Karalamak. Yazılı iftira. İstida. İftira etmek. İftiralı yazı.

Aggressive : Didişken. Girişken. Saldırgan. Tecavüzkar. Saldırı ile ilgili. Saldırıcı. Kavgacı. Agresif. Atılgan.

Disparagement : Küçük düşürme. Küçümseme. Aleyhinde konuşma. İtibardan düşürme. Kötüleme. Aşağılama. Yerme.

Perfusion : Üzerini sıvama. Perfüzyon. Sıvı içitimi. Serpilme. Üzerine veya içine dökme. sıvı biçimindeki ilaçları vücuda verme.

Libellous : İftira kabilinden. İftiralı. İftira niteliğinde. Yerici. Hakaretamiz. Hakaret içeren. Karalayıcı. Tahkir edici. Onur kırıcı.

Aspersions synonyms : sprinkling, ethnic slur, claying, clays, distribution, complaints, defamation, cast net, calumniation, slur, sprinklings, spreading, calumniations, feculence, daubs, drecks, cover nets, dreck, strewing, aspersion, dirt, daubed, defamations, calumny, complaint, depreciation, distributions, baptism, denigrations, cover net, denigration, daub, calumnies.