Engin nedir, Engin ne demek
Engin; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.
- Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vâsi.
- Yüksekte olmayan, alçak (yer), ingin, münhat.
- Değer ve fiyatı düşük olan.
- Açık deniz
"Engin" ile ilgili cümleler
- "Engin olur bizim elin ovası / Yüksek olur yaylaların havası" - Halk türküsü
- "Enginden dönen deniz kuşları sessiz kanatlarıyla başımın üstünde dolaşıyorlar." - R. N. Güntekin
- "Engin mal."
- "O engin denize benzersin ki yavaş yavaş coşar ve coşunca da pek hırçın olursun." - A. H. Müftüoğlu
Yerel Türkçe anlamı:
Ağır hasta, durumu ölüme yakın olan (kimse).
Genellikle çene altının ve yüzün şişmesiyle beliren hastalık.
Nezle.
Yatık kumaş.
Alçak yer.
Değer ve fiyatı düşük olan şey (için).
Alçak
Bulutlu hava.
1.bk. engi (I)-
Geniş alan.
Alçak, çukur
İyi, güzel, temiz, sağlam.
Diş nezlesi.
Diğer sözlük anlamları:
Çukur, alçak yer.
Engin isminin anlamı, Engin ne demek:
Kız ismi olarak; Açık deniz. Çok geniş. İyi, güzel, temiz, sağlam. Erkek ismi olarak; Açık deniz. Ucu bucağı görünmeyecek kadar çok geniş. İyi, güzel, temiz, sağlam.
Fransızca'da Engin ne demek?:
etendue
Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:
Siirt şehri, Dilektepe nahiyesine bağlı bir yer.
Engin anlamı, tanımı:
Engin dallardan murt yememek : Yükseklerden uçmak, burnu büyük olmak.
Engin gönüllü : Alçak gönüllü olarak. Alçak gönüllü.
Enginar : Birleşikgillerden çok yıllık, dikenli bitki (Cynara scolymus). Bu bitkinin sebze olarak tüketilen, iri, yuvarlak, yeşil çiçeği.
Enginleşmek : Engin bir durum almak.
Enginlik : Alabildiğine genişlik. Engin olma durumu.
Sakız enginarı : Yaprakları sivri, kenarları düzgün, lezzetli bir tür enginar.
Yaban enginarı : Bir tür deve dikeni.
Yabani enginar : Kenger.
Buca : İzmir iline bağlı ilçelerden biri.
Görünme : Görünmek işi.
Geniş : Çok. Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın, makro. Alanı büyük olan, makro, dar karşıtı. Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat. Bol (elbise). Eni çok olan, enli, vâsi.
Vasi : Ölen bir kimsenin vasiyetini yerine getirmekle yükümlü olan kimse. Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta birinin malını yöneten kimse.
Deniz : Bu su kütlesinin belirli bir parçası. Aydaki düzlükler. Geniş alan. Çokluk, yoğunluk. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi.
Değer : Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet.
Fiyat : Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı. Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha. Bir değer ile para birimi arasındaki ilişki.
Açık deniz : Denizin, kara sularının dışında kalan bölümü. Denizin kıyıdan çok uzaklarda bulunan geniş bölümü, engin.
Açık : Örtüsüz, çıplak. Boş. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen. Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Belli bir yerin biraz uzağı. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Engelsiz, serbest. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Belirgin bir biçimde. Kolay anlaşılır, vazıh. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Çalışır durumda olan. Aralığı çok.
Ve : Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.
Düşük : İktidardan düşmüş veya düşürülmüş. Dil bilgisi kurallarına uymayan. Az. Yaşayabilecek duruma gelmeden doğan yavru, ceninisakıt, bağan, sakıt. Aşağı doğru düşmüş, aşağı sarkmış. Eski değer ve onurunu yitirmiş olan.
Engin enmek : Nezleye tutulmak.
Engin olmag : Nezleye tutulmak.
Enginalan : Iğdır ilinde, merkez ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
Enginalp : 3. Bir erkek ismi olarak anlamı; İyi, güzel, değerli, yiğit.
Enginay : Bir kız ismi olarak anlamı; İyi, güzel, temiz, sağlam kimse. Bir erkek ismi olarak anlamı; İyi, güzel, temiz, sağlam kimse.
Engine vermek : Sürekli ağlamanın sonunda kendini tutamayarak uzun uzun iç çekmek. Kuş, yüksek bir yerden aşağı doğru uçmak. Ucuza vermek.
Enginel : 3. Bir erkek ismi olarak anlamı; İyi, güzel, temiz, sağlam kimse.
Enginer : 3. Bir erkek ismi olarak anlamı; İyi, güzel, temiz, sağlam kimse.
Enginiz : Bir kız ismi olarak anlamı; İz bırakacak kadar değerli insan. Bir erkek ismi olarak anlamı; İz bırakacak kadar değerli insan.
Enginkent : Birçok ana kenti ve kenti, aralarında yerleşim boşlukları olmaksızın, çok büyük bir kentsel yığın biçiminde bir araya toplayan anakentler topluluğu. bk. bitişik kümekent.
Engin ile ilgili Cümleler
- Denizciler engin okyanusta haftalar ya da aylar harcarlar.
- Anladım ki susan her şey engin ve derin, susan her şey gizemli ve heybetli.
- Engin bilgi sahibi bir adam o; diğer bir ifadeyle ayaklı sözlük gibi.
Diğer dillerde Engin anlamı nedir?
İngilizce'de Engin ne demek? : [Engin] n. machine, instrument, tool; vehicle, contrivance, device
adj. boundless, immense, wide, exalted, extensive
n. offing
Fransızca'da Engin : immense, vaste, la haute mer, pleine mer
Almanca'da Engin : adj. ausgedehnt
Rusça'da Engin : adj. широкий, обширный, безграничный, необъятный, необозримый, просторный, привольный, некачественный, нижний
Bu kısımda Engin nedir? Engin ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Engin tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Engin hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.