Göğüs kafesi nedir, Göğüs kafesi ne demek

Göğüs kafesi; bir anatomi terimidir.

  • Vücutta omurganın, kaburgaların ve göğüs kemiğiyle bunları saran kasların oluşturduğu kalp ve akciğerleri koruyan boşluk

"Göğüs kafesi" ile ilgili cümle

  • "Müthiş bir acı, göğüs kafesinden kopup boğazına sarılıyor." - A. İlhan

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Üstte sırt omurları, altta göğüs kemiğinin ve yanlarda kaburga kemiklerinin birbirleriyle eklem yapmak suretiyle oluşturdukları oluşum, toraks.

Bilimsel terim anlamı:

Vücutta, omurganın, kaburgaların ve göğüs kemiğiyle bunları saran kasların oluşturduğu yürek ve akciğeri koruyan boşluk.

İngilizce'de Göğüs kafesi ne demek? Göğüs kafesi ingilizcesi nedir?:

rip-box (chest)

Göğüs kafesi hakkında bilgiler

Göğüs kafesi, insan bedeninin, boyun ile karın arasında yer alan üst bölümüdür.

12 omur, 12 çift kaburga, göğüs kemiği ve bunlara bağlı kaslar ile kas kılıflarından oluşan göğüs kafesi, karın boşluğundan diyafram aracılığıyla ayrılır. Solunum sisteminin başlıca organları ve dolaşım sistemi ile sindirim sisteminin bazı bölümleri göğüs boşluğu içinde yer alırlar. Akciğerler, göğüs boşluğunun yan bölümlerinde, kalp ve yemek borusuysa "mediyastin" adı verilen kendi içinde kapalı bir bölüm içinde bulunurlar (mediyastin, bu organlardan başka, kalpten çıkan büyük damarları soluk borusunu, timüs bezini ve bazı sinirleri de içine alır).

 

Göğüs kafesi tanımı, anlamı:

Kaburga : Gemilerde dış kaplamanın dayandığı iskelet. Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes. Eğe.

Göğüs : Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü, sine. Bu bölümün içindeki organlar. Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı. Meme.

Kalp : Düzme, sahte, geçmez (para). Bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme. Sevgi, gönül. Yalancı, kendine güvenilmeyen. Kalp hastalığı. Bir ülkenin, bir kuruluşun işleyiş, yönetim ve varlığını sürdürme bakımından en önde gelen yeri. İşe yaramaz, tembel. Göğüs orta boşluğunda, iki akciğer arasında, vücudun her yanından gelen kirli kanı akciğerlere ve oradan gelen temiz kanı da vücuda dağıtan organ, yürek. Duygu, his.

Akciğer : Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı sollu iki parçadan oluşan solunum organı. Bronşçukların son bölümü.

Kafes : Hapishane. Vahşi hayvanlar için demir çubuklarla yapılmış taşınabilir bölme. Ahşap yapıların direk ve çatmalardan oluşan kaplama tahtaları dışında kalan iskeleti. Şimşirlik. Hayvanlar için aralıklı tel, metal veya ağaç çubuklardan yapılmış taşınabilir bölme. Cami, tekke vb. yerlerde kadınlara ayrılan yer. Çapraz çubuklarla ve aralıklı olarak yapılmış, pencerelere takılan siper.

Kafe : İçecek ve hafif yiyeceklerin satıldığı, bazılarında kapı önlerinde oturacak yerlerin bulunduğu ayaküstü yiyecek yerleri.

 

Vücut : İnsan veya hayvan gövdesi, beden. Var olma, varlık.

Omurga : Gemi kaburgasının aşağı taraftan bağlı bulunduğu boy ekseni doğrultusunda boydan boya geçen ana yapı ögesi. Bir şeyin varlığı ile ilgili en önemli bölümü, temel, belkemiği, esas. Sırt boyunca uzanarak vücuda destek sağlayan, kemikten, kıkırdaktan veya her ikisinden oluşan, içinde omuriliği barındıran kemik yapı.

Boşluk : Oyuk, çukur, kapanmamış yer. Boş geçen süre. Kesinti, kopukluk. Boş olan yer. Boş olma durumu. Eksiklik, yoksunluk duygusu.

İnsan : Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı. Âdemoğlu, âdem evladı. Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse).

Beden : Kale duvarı. Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut. Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde. Giysilerde ölçü.

Boyun : Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım. Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi. Dağ sırtlarında geçmeye elverişli alçak yer.

Karın : İç, gönül, akıl, kafa. Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme. Döl yatağı. Mide. İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi. Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar. Bazı şeylerde şiş ve içi boş bölüm.

Diğer dillerde Göğüs kafesi anlamı nedir?

İngilizce'de Göğüs kafesi ne demek? : n. rib cage, thorax, chest

Fransızca'da Göğüs kafesi : cage thoracique

Almanca'da Göğüs kafesi : n. Brustkorb, Thorax