Hiperpolizis nedir, Hiperpolizis ne demek

Hiperpolizis; Veteriner alanında kullanılan bir terimdir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Sestodlarda halkaların olgunlaşmadan kopması ve bağırsak lümeninde belirli bir süre kalıp olgunlaştıktan sonra atılması durumu.

Hiperpolizis anlamı, tanımı

Hiper : Hiperoksitde olduğu gibi “aşırı”yı belirten Latince bir ön ek

Hiperpoliz : Sestodlarda halkaların olgunlaşmadan kopması ve bağırsak lumeninde belirli bir süre kalıp olgunlaştıktan sonra atılması durumu.

Olgunlaşma : Olgunlaşmak işi.

Sestodlar : Şeritler.

Bir süre : Kısa bir müddet, bir müddet. Belirsiz bir müddet, bir müddet.

Bağırsak : Sindirim organının mideden anüse kadar olan, ince bağırsak ve kalın bağırsaktan oluşan bölümü.

Halkalar : Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 cm. çapında 28 mm . kalınlığında tahta ya da deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma aracı. Sirkteki çeşitli gösterilerde kullanılan değişik büyüklükteki halkalar.

Belirli : Açık ve kesin olarak sınırlanmış veya kararlaştırılmış olan, muayyen.

Atılma : Atılmak işi.

Sestod : Cestoda alt sınıfının herhangi bir üyesi.

Olgun : Yenecek duruma gelmiş (meyve). Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı (kimse), kâmil. Tamamlanmış, iyice işlenmiş (yazı, düşünce vb.).

 

Sonra : Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı. Arkadan gelen bölüm ya da zaman. Daha uzak ve ileri bir yerde. Yoksa, aksi hâlde. Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz.

Kopma : Kopmak işi.

Lümen : Işık şiddeti 1 mum olan, eşit dağıtımlı bir nokta kaynağının 1 steradyan içine yayımladığı ışık akısı.

Kalıp : Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç. Gösterişli görünüş. Biçim, durum. Biçki modeli, patron. Yenilikten uzak, özgün olmayan. Genellikle küp biçiminde yapılan.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.

Halka : Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember. Değerli metallerden yapılmış olan çember biçimindeki süs eşyası. Çember biçiminde olan. Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı. Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 santimetre çapında, 28 milimetre kalınlığında tahta veya deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma araçlarından her biri. Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit. Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçim. Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü vb. sebeplerle göz altında beliren koyuluk. Çember biçiminde dizilmiş topluluk.

Bağır : Göğüs. Ciğer, bağırsak vb. vücut boşluklarında bulunan organların ortak adı, ahşa. Ok yayı ve dağda orta bölüm.

 

Süre : Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet. Gelin giysisi yapılan bir çeşit kumaş : Sürenin arşınını iki kaymeye aldım. 1.Yüreklilik, yiğitlik. 2.Dayanıklılık : Şu adamın süresi yok. Arapça kökenli sûre: sure. Bir sesin çıkarılmasına verilen zaman. müddet. Tecimsel belgitlerin sayışımlarındaki paraların ödenmeleri için saptanan gün. Bir işin yapılması ya da bir borcun ödenmesi için gösterilen süre. [Bakınız: gösterim süresi]. [Bakınız: yayın süresi].

Lüme : Tuğla.

Diğer dillerde Hiperpolizis anlamı nedir?

İngilizce'de Hiperpolizis ne demek ? : hyperpolysis