Mergus merganser nedir, Mergus merganser ne demek

Mergus merganser; Biyoloji, Zooloji alanlarında kullanılan bir terimdir.

Biyoloji'deki anlamı:

[Bakınız: büyük tarakdiş].

Zooloji'deki anlamı:

[Bakınız: büyük testere-gagalı ördek].

Mergus merganser hakkında bilgiler

Büyük tarakdiş (Mergus merganser), ördekgiller (Anatidae) familyasından iri bir ördek türü. Avrupa, kuzey Asya ve kuzey Amerika'da yayılış gösterirler. Genellikle göl kenarları ev akasularda yerleşirler. Yuvalarını ağaç deliklerine yaparalar.

Mergus merganser anlamı, tanımı

Büyük tarakdiş : Kuşlar (Aves) sınıfının, kazlar (Anseriformes) takımının, ördekgiller (Anatidae) familyasından, Kuzey Amerika, Kuzey Avrupa ve Asya'da yaşayan, 70 cm kadar uzunlukta, kara, kül renginde, ayakları ve gagası kırmızı bir tür. Büyük testere gagalı ördek, testereburun, tarak dişli ördek

Ördekgiller : Kısa bacaklı, perde ayaklı, süzgeç gagalı su kuşları familyası.

Tarakdiş : Kuşlar (Aves) sınıfının, kazlar (Anseriformes) takımının, ördekgiller (Anatidae) familyasından, erkeğinin başı parlak ve koyu yeşil, başının gerisinde tepeden sarkan ve enseden kabaran iki tüy demeti bulunan, yurdumuzun Marmara, Ege ve Akdeniz sahillerinde kışlayan, deniz, göl ve nehir kenarlarında yaşayan, yuvalarını yere yapan göçmen bir tür. Tepeli ördek, tepeli testereburun.

Yuvalar : Batman ilinde, Sason belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Çanakkale şehrinde, Çan belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

 

Amerika : Dünya üzerinde yer alan bir kıta.

Gösteri : İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun. Bir şeyi tanıtmak amacıyla yapılmış olan sunum, demonstrasyon, demo. Birinin, bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat. Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi. Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerin yer aldığı eğlence, şov. Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş.

Yayılış : Yayılma işi.

Familya : Aile. Karı, eş. Birçok ortak özelliği sebebiyle bir araya getirilen cinslerin topluluğu, fasile.

Testere : Ağaç, demir vb. şeyleri kesmeye yarayan, genel olarak üçgen biçiminde dişleri olan, dar ve uzunca çelik araç.

Yayılı : Yayılmış, serilmiş.

Avrupa : Dünya üzerinde yer alan kıtalardan biri.

Göster : Gösteriş eyleminin yapılması için kılıçoyunu öğretmenince verilen komut.

Yuval : Küçük tencere.

Ördek : Perde ayaklılardan, evcil ve yabani türleri bulunan su kuşu, badi, badik (Anas). Hile ile para sızdırılacak kimse, enayi. Yataktan kalkamayacak durumdaki erkek hastaların içine idrarlarını yaptıkları kap, lazımlık, oturak. Otobüs ve minibüs sürücülerinin yollardan aldıkları biletsiz yolcular için kullandıkları bir söz.

Delik : Dar, küçük açıklık. Cezaevi. Delinmiş olan. Dar, küçük çukur. Küçük hayvan yuvası.

Genel : Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan.

 

Kuzey : Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı. Yıldız. Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer.

Tarak : Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç. Suda yaşayan hayvanlarda solungaç. İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü. Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu bu biçimde olan araç, tırmık. Dokuma tezgâhlarında, dişleri arasından arış ipliklerinin geçtiği tarak biçiminde araç. Bazı kuşların başında bulunan yelpaze biçiminde tepelik. Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten).

Kenar : Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka. Bir şeyi çevreleyen çizgi. Bir biçimi sınırlayan çizgilerden her biri. Yan. Merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha yer. Pervaz, çizgi, antika, baskı vb. çevre süsleri.

Büyük : Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Büyük abdest. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Önemli. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Üstün niteliği olan. Niceliği çok olan.

Diğer dillerde Merdivenli hokkabaz anlamı nedir?

İngilizce'de Merdivenli hokkabaz ne demek ? : juggler on ladder