Salan nedir, Salan ne demek

Salan; İsim olarak kullanılan bir kelimedir.

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Sırayla ekimde köyce ekime ayrılan yer.

Çevre, bölüm.

[Bakınız: salı].

[Bakınız: salmalık].

[Bakınız: sala].

Bir yıl ekilip, bir yıl dinlendirilen tarla.

Otlak.

Sırayla ekilip dinlenmeye bırakılan tarla.

Salan isminin anlamı, Salan ne demek:

Otlak, mera. Dinlendirilen tarla, toprak. Salan ismi; Türkçe kökenli olup bir Erkek ismidir.

Salan anlamı, kısaca tanımı

Sala : Sela

Salan ağlası : Dar vadilerde ya da geçit yerlerindeki bahçeleri hayvanlardan korumak amacıyla köyün dışına enlemesine yapılan çit.

Salana : Ahmak, alık. Başıboş köpek.

Salanmak : Saklanmak.

Salangan : Hint Okyanusu ve Çin Denizi kıyılarında yaşayan, uzun kanatlı, dört köşe kısa kuyruklu, esmer küçük kuş (Collocalia).

Salmalık : Otlak.

Dinlenme : Dinlenmek (I) işi, istirahat. Dinlenmek (II) işi.

Bırakı : Bırakılmış, terkedilmiş, eskimiş, beğenilmeyip atılmış, artık.

Toprak : Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. Memleketli. Kara. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. Arazi, tarla. Ülke.

Tarla : Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası. Deniz hayvanlarının çok olduğu yer.

 

Ayrıl : Karşılaşma sırasında, yumrukoyuncularının birbirlerine kenetlenmeleri ve kendilerinden ayrılmamaları halinde orta hakemin verdiği komut. Bu durumda yumrukoyuncuları bir adım geriye açılırlar ve ancak ondan sonra vurabilirler. İki yolun ayrıldığı yer, yol kavşağı.

Topra : Torba.

Otlak : Hayvan otlatılan yer, salmalık, yaylak, mera.

Salma : Salmak işi. Kuşların üretilmesine ayrılan oda. Pirinçle pişirilen bir yemek türü. Başıboş gezen (hayvan). Bazı yerel giysilerde kolun yeninden sarkan kumaş parçası. Sürekli akan (su). Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri. Genellikle köylerde işlerin görülmesi için ihtiyar heyetinin kararıyla her evden toplanması gereken para.

Bölüm : Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım. Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik. Çağ, devir. Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon. Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı.

Çevre : Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Yağlık. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit.

Ekili : Ekilmiş olan, mezru.

Mera : Otlak.

Ayrı : Başka, başka türlü. Aynı yerde kalan. Yalnız, tek başına.

Bıra : Birader, kardeş. Bu yer, bk. bire, bura.

Diğer dillerde Salamuralı tulum peyniri anlamı nedir?

İngilizce'de Salamuralı tulum peyniri ne demek ? : brined tulum cheese