Topuk nedir, Topuk ne demek

Topuk; bir anatomi terimidir.

"Topuk" ile ilgili cümleler

  • "Sıska kız, alışık olmadığı yüksek topuklarla yürümeye çalışıyordu." - Ç. Altan
  • "Topuklarına kadar uzun saçları vardı." - M. Ş. Esendal

Yerel Türkçe anlamı:

Deve yavrusu.

Deniz ve göllerde sonradan oluşan adacıklar.

Dalganın kıyıya yakın çatladığı yer.

Tepe, en yüksek yer, uç.

Badem ve ceviz büyüklüğünde yumru kökleri olan bir çeşit ot.

Biyoloji'deki anlamı:

Ayağın art bölgesi.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

Beş mille örülen yün kadın çorabı. (Yenikent *Aksaray -Niğde)

İngilizce'de Topuk ne demek? Topuk ingilizcesi nedir?:

heel, pillar

Fransızca'da Topuk ne demek?:

cheville

Osmanlıca Topuk ne demek? Topuk Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

kâb

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Kastamonu şehri, Azdavay ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer. Bursa ili, Orhaneli ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Topuk hakkında bilgiler

Topuk insanda, baldırın arka kısmındaki kas grubunun, topuk kemiğine birleştiği yuvarlakça bölümdür.

Ayağın (parmaklar yerde iken) yukarı-aşağı hareketi topuk ile sağlanır. Ayakta dikilme esnasında bedenin ağırlığı topuk üzerine biner. Topuk ile ilgili en sık karşılaşılan sorunlar topukdikeni ve topuk çıkıntısıdır.

 

Topuk ile ilgili Cümleler

  • Senin penisinden daha büyük topuklar giyiyorum.
  • Jale topuklularını parçalıyor.
  • Bir zamanlar Tom'un ayağı trende yüksek topuklu giyen bir kadın tarafından ezildi.
  • Yüksek topuklu ayakkabıları sevmem.
  • Topuklu giyiyor musun?
  • Ben alçak topuklu tercih ederim.
  • Benim siyah ayakkabılarımın topuk onarımı gerekiyor..
  • O yüksek topuklu giyiyor.

Topuk anlamı, tanımı:

Yuvarlak : Homoseksüel erkek. Top veya küre biçiminde olan, müdevver. Kesin ve açık olmayan (söz, laf vb.). Top veya küre biçiminde toparlak şey.

Bölüm : Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon. Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik. Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. Çağ, devir. Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı. Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım.

Topuk çalmak : Yürürken ayakların iç kemikleri birbirine çarpmak.

Topuk kapmak : Dalmak.

Topuk vurmak : Selamlamadan önce ayak topuklarını yan yana getirmek.

Topuk demiri : Kapı menteşelerinin altta kalan erkek bölümü.

Topukdöven : Etekleri yere kadar uzanan kadın giysisi.

Topuk kemiği : Ayağın alt ve arka kısmında bulunan kemik.

Kuyu topuğu : Kuyunun yapısını, kuyu başındaki tesisleri, çökme sırasında oluşabilecek hasara veya zarara karşı korumak amacıyla kuyu çevresinde bırakılan güvenlik topuğu.

Topu : Hepsi.

 

Topukla : "hızla git" anlamında kullanılan bir söz.

Topuklama : Topuklamak işi.

Topuklamak : Bir taşıtın hızını artırmak. Mahmuzlamak. Topukla pas atmak.

Topuklu : Yüksek ökçeli.

Topuksuz : Ökçe yüksekliği az olan.

Öfke topuklarına çıkmak : Çok öfkelenmek.

Ökçe : Ayakkabı altının topuğa rastlayan yüksek bölümü, topuk. Topuğun arka bölümü. Saban demirinin geçtiği ağaç parçası.

Amaç : Gaye. Ulaşmak istenilen sonuç, maksat. Hedef. Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı görev, misyon.

Kazılmak : Kazma işi yapılmak.

Asıl : Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı. Soy, nesep. (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak. Gerçeklik. Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan. Kök, köken, kaynak. Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı. Bir şeyin temelini oluşturan, ana. Gerçek, esas.

Kömür : Karbonlu maddelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından veya çok uzun süre derin toprak katmanları altında kalıp birtakım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan, siyah renkli, bitkisel kaynaklı, içinde yüksek oranda karbon bulunan katı yakıt. Siyah renkli.

Blok : İçine resim veya yazı kâğıtları konulan karton kap. Yapı adası. Kocaman ve ağır kitle. Birden çok bölümü bir araya getirilmiş olan, bir bütün oluşturan. Politik çıkarları sebebiyle birlik kuran devletler topluluğu. Voleybolda, file üstünde karşı oyuncunun topu sert vururken önünde iki veya üç kişinin elleri ile oluşturdukları perde.

Cevher : Bir şeyin özü, maya, gevher. Töz. İyi yetenek. Değerli süs taşı, mücevher.

İnsan : Âdemoğlu, âdem evladı. Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı. Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse).

Alt : Bir şeyin yere yakın bölümü. Birkaç şeyden aşağıda olan. Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü. Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı. Bir nesnenin tabanı. Birine göre daha aşağı mevkide olan kimse, madun. Sınıflamalarda ikinci derecede olan.

Topuk çalma : Atın yürürken ileri attığı ayağıyla yere basan bacağına çarpmasıyla meydana gelen, atlarda görülen bir yürüyüş kusuru, hlk. istikâk.

Topuk duruşu : Dansçının yalnızca topukları üzerinde duruşu.

Topuk elleme : Ayaktayken dalıp karşı güreşçinin topuğunu yakalayıp çekme.

Topuk kesme : Künde aşırılırken karşı oyuncunun topuğunu yakalayıp yere düşürme.

Topuk meşüğü : Ayak bileği

Topuk : Ayağın yere basan toparlakça art bölümü.

Topuk sineği : Büvelek sinekleri.

Topuk tabanlılar : (Yun. tylos: topuz; pous: ayak) Memeliler (Mammalia) sınıfının, toynaklılar (Ungulata) üst takımının, çift parmaklılar (Artiodactyla) takımının, geviş getirenler (Ruminantia) alt takımından, boynuzları olmayan, parmak uçlarının tabanlarında topuk biçiminde birer taban taşıyan türleri içine alan bir üst familya.

Topuk vuruşu : Ayağın toparlakça olan alt bölümü ile yapılan vuruş.

Topuk yürüyüşü : Yalnız topuklara basarak yürüme.

Diğer dillerde Topuk anlamı nedir?

İngilizce'de Topuk ne demek? : n. heel

Fransızca'da Topuk : talon [le], cheville [la]

Almanca'da Topuk : n. Hacke

Rusça'da Topuk : n. пятка (F), пята (F), каблук (M)