Yengeçler nedir, Yengeçler ne demek

Teknik terim anlamı:

Kabuklular (Crutacea) sınıfından, abdomenleri çok kısa ve yassı, daima sefalotoraksın altına doğru kıvrılmış, birinci antenler ve gözler sefalotoraksta bulunan, ağzı dört köşeli, bazı türlerin etleri zehirli olan bir alt takım.

Yengeçler anlamı, tanımı

Yeng : Renk. Şekil, tarz, üslûp, usul, biçim, suret

Yenge : Bir kimsenin kardeşinin, dayısının veya amcasının karısı. Düğünde geline kılavuzluk eden kadın. Bir erkeğin kendi karısından söz ederken kullandığı ad. Kadınlar için söylenen bir seslenme sözü.

Yengeç : Eklem bacaklılardan, kabuklu, birinci ayak çifti iki kıskaç olarak gelişmiş, eti için avlanan, suda yaşayan bir böcek. Zodyak üzerinde İkizler ve Aslan arasında bulunan takımyıldızın adı, Seretan.

Sefalotoraks : [Bakınız: başlıgöğüs]. Baş ve göğsün kaynaşmış biçimi. Pentastomida’larda, birçok kabuklularda ve kimi Chelicerata’larda baş ve göğüsün birleşmesiyle meydana gelen bir önceki tagmatayla sınırı belirgin olmayan fonksiyonel yapı. [Bakınız: başlı-göğüs].

Kabuklular : Kabukları yapılarındaki kireçli tuzlar dolayısıyla sertleşmiş olan, solunum aygıtları balıklara benzeyen, çok hücreli hayvanlardan eklem bacaklılar sınıfı.

Alt takım : Bir takım içinde oluşturulan ikinci derecedeki takım.

 

Dört köşe : Kare biçiminde olan.

Birinci : Bir sayısının sıra sıfatı. Zaman, yer, sıra bakımından başkalarından önce gelen kimse, şey. Sırada, önem sırasında en üstün olan kimse. Ulaşım araçlarında mevki, sınıf.

Abdomen : [Bakınız: karın]. Karın.

Zehirli : Zehri olan. Zararlı (duygu, düşünce vb.).

Kabuklu : Kabuğu olan.

Gözler : Denizli kenti, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Şanlıurfa şehri, Demirci bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Köşeli : Köşesi veya köşeleri olan.

Yassı : Yayvan ve düz.

Sınıf : Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri. Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü. Çeşitli amaçlarla oluşmuş kümeler. Derslik. Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri. Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı yararı sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas.

Zehir : Organizmaya girdiğinde kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde, ağı, sem. Büyük üzüntü, acı, keder, sıkıntı.

Kabuk : Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır. Deri üzerinde bir yaranın veya sivilcenin kurumasıyla oluşan sertçe bölüm. Bir sıvı veya gazı dıştan saran, sert katman. Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü. Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı.

Doğru : Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. Yakın, yakınlarında. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde. Gerçek, hakikat. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun. Gerçek, yalan olmayan. Karşı yönünce. İki nokta arasındaki en kısa çizgi.

 

Altın : Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 1064 °C'de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, zer (simgesi Au). Altından yapılmış sikke. Üstün nitelikli, değerli. Bu elementten yapılmış.

Etler : Antalya şehri, Gebiz bucağına bağlı bir yer.

Diğer dillerde Yengeç unu anlamı nedir?

İngilizce'de Yengeç unu ne demek ? : crab meal