Aşılı nedir, Aşılı ne demek

Aşılı; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Herhangi bir hastalığa karşı aşılanmış olan kişi
  • Aşı yapılmış (bitki).

Yerel Türkçe'deki anlamı:

İki yanı dere ile çevrili düz arazi.

Aşılı tanımı, anlamı

Aşılıarmut : Çorum şehri, Uğurludağ ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi

Aşılıma : Büyük ve sulu armut.

Çevrili : Çevrilmiş, kuşatılmış. Dönük.

Hastalı : Hastalıklı.

Çevril : Çevrime ya da çevrimsel devime ilişkin. Kayseri şehrinde, Erkilet bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Hasta : Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız. Aşırı düşkün, tutkun. Parasız, züğürt. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan.

Karşı : Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi. İçin, hakkında. Bulunan yere göre önde, ileride olan. Karşılık olarak, mukabil. -e doğru. Karşıt, zıt, muhalif. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı. Ön, kat, huzur. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

Çevri : Bir söz veya davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, tevil. Girdap.

Bitki : Bulunduğu yere kök vb. organlarıyla tutunan, çoğunlukla fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluşturan, birçoğu spor veya tohum aracılığıyla döl vererek çoğalan bir veya çok yıllık, otsu, odunsu canlıların genel adı, nebat.

 

Arazi : Yeryüzü parçası, yerey, toprak. Yer.

Kişi : Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Eş, koca. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs. Erkek. Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse.

Yapı : Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür. Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni.

Dere : Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu. Damlarda yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko veya kiremit yol. İki dağ arasındaki uzun çukur.

Yanı : Yana, konusunda: Ahmet'ten yanı sana birşey demem. Yani. Yani, bk. yani. Yahni, et yemeği.

Olan : Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, evlat.

Araz : İlinek. Belirti.

İki : Birden sonra gelen sayının adı. Birden bir artık. Bu sayıyı gösteren 2 ve II rakamlarının adı.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

 

Düz : Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan. Düz rakı. Engebesiz olan yer, düzlük, ova. Kıvırcık ya da dalgalı olmayan (saç). Yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan, müstevi. Kıvrımlı olmayan, doğru, stabil. Yalın, sade, süssüz. Kısa ökçeli, ökçesiz (ayakkabı). Yayvan, altı derin olmayan. Çizgisiz, desensiz ve tek renkli.

İle : Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, neden veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz. Bazı soyut adlara getirildiğinde ". olarak, . bir biçimde" anlamında durum zarfları oluşturan bir söz. Cümle içinde aynı görevde bulunan iki ögeyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz.

Diğer dillerde Aşılayıcı anlamı nedir?

İngilizce'de Aşılayıcı ne demek ? : inoculant