Baharcik nedir, Baharcik ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

At ve öküz arabalarında ön yastık ile ön dingil arasına konulan ve dingil üzerindeki oku yerinde tutmaya yarayan enli uzun parça.

Baharcik anlamı, kısaca tanımı

Baha : Şaşma, korku, pişmanlık, beğenmeme, öfke, acıma bildirir ünlem. Tepsi, fincan tepsisi. Şaşma bildirir ünlem. Ar. Güzellik, zariflik. Ar. Parıltı. Far. Kıymet, değer, paha

Bahar : İlkbahar. Bu mevsimde ağaçlarda açan çiçekler ve yapraklar. Baharat. Gençlik dönemi.

Arabalar : Büyükayı, küçükayı burçları.

Üzerinde : Üstünde. ile ilgili, üzerine.

Yerinde : İyi, yeterli. Zamanı, yeri uygun düşerek, gerektiği biçimde. Durumunda.

Yastık : Başın altına koymak veya sırtı dayamak için kullanılan, içi yün, pamuk, kuş tüyü, ot vb.yle doldurulmuş küçük minder. Fide yetiştirmek için ince toprak ve gübreden hazırlanmış yüksekçe yer. Yapılarda, makinelerde bazı bölümlerin üzerine dayandığı parça. Bu biçimde yapılmış ve türlü işlerde kullanılan şey.

Dingil : Tekerleklerin merkezinden geçen ve taşıtın altına enlemesine yerleştirilmiş mil, eksen, aks. Aptal, salak. Kaba saba.

Üzeri : Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı. Bazı tamlamalarda zaman bildiren bir söz. Vücut, beden. Artan, geriye kalan bölüm. Bir şeyin dış yüzü, yüzey.

 

Dingi : Bir çifte kürekli küçük patalya.

Tutma : Tutmak işi. Destekleme. Yanaşma. Bazı takım oyunlarında ayakla veya vücutla karşı takım oyuncusunun hareketine engel olma, markaj.

Yastı : Yatsı. Yassı. Yatsı, yatsı namazı - yastını: yatsıyı, yatsı namazını.

Araba : Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı. Bu taşıtın aldığı miktarda olan.

Parça : Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan ya da artakalan şey. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Nesne. Tane. Güzel, alımlı kız veya kadın. Müzik eseri. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Pasaj.

Arab : Siyah filmin negatif hâli.

Yeri : Yürü. Utanmaz: Yêriliğin cezasını çekti.

Parç : Şişman adam. Topraktan yapılmış yoğurt kabı. Emzikli testi, topraktan yapılmış ibrik. Bakır su tası. Bakır su tası, maşrapa. Su tası. Bakır su bardağı. (Başkışla Karaman Konya).

Uzun : İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı. Ayrıntılı olarak, derinlemesine. Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren. Ayrıntılı.

Ding : Bir şeyin birdenbire anlaşıldığını anlatır. Dink, pirinci kabuğundan ayırmada kullanılan dibek. Eski türkçe tin: değirmende dövme hazırlamakta kullanılan taş tekerlek. Değirmen; dövme bulgurun yapıldığı eski bir değirmen çeşidi. Soku.

Konu : Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje. Üzerinde konuşulan şey, bahis.

Üzer : Kaymak, süt, yoğurt yüzü. Ürem, faiz. Değiş tokuş sırasında üste alınan para. Can sıkıcı. Üst. Kaymak. Faiz. Can sıkıcı, üzücü.

Diğer dillerde Baharat yolu anlamı nedir?

İngilizce'de Baharat yolu ne demek ? : spice road