Cover in türkçesi Cover in nedir

Cover in ingilizcede ne demek, Cover in nerede nasıl kullanılır?

Cover : Almak. Karşılık. Bir anlaşmada taraflardan birine ait sorumluluğun bir başkası tarafından söz, mal veya para biçiminde yüklenilmesi. bk. kefalet. Kılıf. Güvence. İstila etmek. Ödemeye yetmek (bir masrafı). Maskelemek. İnanca. kağıt para karşılığı değerli maden. herhangi bir nesnenin karşılığı olan para. Kapamak.

In : Olarak. İçeri. Dahili. İktidardaki. İçine. Halinde. İç. İçinde. Çok moda olan. Da.

Cover a distance : Uzağa yolculuk yapmak. Mesafa almak. Mesafe katetmek. Mesafe almak. Uzun yol kat etmek. Mesafe kat etmek. Yol kat etmek.

Cover annealing furnace : Kangal tavlama fırını. Kapaklı tavlama fırını.

Cover cam : Kapak eksantriği.

Cover charge : Giriş ücreti. Servis ücreti. Giriş vergini. Bazı restoranlar veya gece kulüplerinin girişte aldığı fazladan para. Lokantalarda servis için alınan para.

İngilizce Cover in Türkçe anlamı, Cover in eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cover in ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Completing : Tamamlama. Tamamlanıyor. İkmal etme. Yerine getirmek. Bitirmek. İtmam. Tamamlamak. Uygulamak.

Closes : Sürgülemek. Son vermek. Kilitlemek. Uzlaşmak. Yaklaşmak. Kesmek. Bitirmek. Anlaşmak. Kapatmak.

 

Coop in : Kümese sokmak. Kafeslemek. Özgürlüğünü sınırlamak. Kapamak (bir yere kapamak). Bağlamak.

Crowd : Kalabalık. Toplanmak. Üşüşmek. Bıktırmak. Kalabalık etmek. Ortaklaşa bir uyarı sonucu belli bir yerde toplanan ve dikkatlerini bu uyarının yol açtığı ortak duygusal ilgi üzerinde toplamış olup herhangi bir anda ortak eyleme geçebilecek olan insan topluluğu. Israr etmek. Birikmek.

Conceal : Gizlemek. İdare etmek. Örtmek. Gizli tutmak. Örtbas etmek. Saklamak. Perdelemek. Ketmetmek.

Block : Küçük çocukların yapım, yaratma ve imgeleme güçlerini geliştirmeye yardımcı olmak üzere daha çok ana okullarında kullanılan ve genellikle tahtadan yapılan bir oyun aracı. Bloke etmek. Deneysel tasarımda amacı, konu dışı tesadüfi nedenlerden meydana gelen değişkenliği saf dışı bırakmak ve gerekirse yok etmek, böylece hatayı azaltmak olan, deneysel birimleri bir örnek bir grupta toplama işlemi. Işık ve elektron mikroskobunda incelemek üzere yumuşak biyolojik dokuların ince kesitlerinin alınabilmesi için tespit, suyunu alma vb. gibi çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra parafin, epon, araldit vb. gibi maddeler içinde hazırlanan kalıpları. Blok. Öbek. Bir dağoluş dizgesinin içinde sertleşmiş, oldukça dengeli, kıvrılma devimlerine dirençli bir yer birimi. Kalıplamak. Tıkamak. Durdurmak.

Blocks : Kalıplamak. Durdurmak. Engellemek. Bloke etmek. Bloklar. Tıkamak.

Congests : Tıkanmak. Dolmak. Tıkamak. Kalabalıklaşmak. Yığmak. Toplamak.

Congest : Tıkamak. Toplamak. Dolmak. Şişirme, toplama, doldurma. Tıkanmak. Yığılmak. Konjest. Kalabalıklaşmak.

 

Encumber : Tıka basa doldurmak. Ayağına dolaşmak. Ayakbağı olmak. Borç. Ayak bağı olmak. Yüklemek. Sorumluluk yüklemek. Sorumluluk altında bırakmak. Engellemek.

Cover in synonyms : coop, clogging, crowds, encumbers, completes, close up, block up, choke up, cap, bung up, confine, congesting, clog, close, charge, clogs, close down, confining, coop up, conceals, clogged.