Defekt koagulopatisi nedir, Defekt koagulopatisi ne demek

Defekt koagulopatisi; Veteriner alanında kullanılan bir kelimedir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Doğuştan veya kazanılmış olarak kanda bulunan pıhtılaşma faktörlerinin eksikliği veya pıhtılaşma faktörlerindeki işlevsel değişikliklerin neden olduğu pıhtılaşma bozuklukları.

Defekt koagulopatisi tanımı, anlamı

Defe : Dokuma tezgâhlarında mekiği hareket ettiren, argaç atıldıktan sonra da bunu sıkıştıran tezgâhın ana kısımlarından biri: Defenin hiç düzeni yok, şuna bir baksana. Defa, kez, bk. dehfe. Dokuma tezgâhında ipleri sıkıştırmak için kullanılan araç. (Ankara). Çulhaların mekik attıktan sonra ipi sıkıştırmak için kullandıkları taraf. Dokumacılıkta tarak vurma

Defekt : Eksiklik, kusur, kısmi sakatlık. Eksiklik. Kusur. Biçim bozukluğu.

Pıhtılaşma faktörleri : Protein, lipoprtotein ve kalsiyum iyonlarından oluşan, pıhtılaşma olayında görevli faktörler.

Değişiklik : Değişik olma durumu. Bir bütünün bir bölümünün değişmesiyle ortaya çıkan yeni durum. Amaca uygun biçime getirmek için yapılmış olan değiştirme, tadil. Farklılık.

Kazanılmış : Doğuştan olmayıp sonradan oluşan, sonradan kazanılan, sonradan edinilmiş, edinsel. Genetik olmayan ve doğumdan sonra organizmanın dışındaki etkiler sonucunda ortaya çıkan.

 

Pıhtılaşma : Sıvı durumdan pıhtı durumuna geçme, pıhtılaşmak işi.

Doğuştan : Yaradılıştan. Kişinin doğduğu andan beri var olan, doğuşla birlikte gelen, fıtri.

İşlevsel : İşlevle ilgili, fonksiyonel.

Bozukluk : Bozuk olma durumu. Bozuk para.

Eksikli : Kendisine bir şey gerekli olan, muhtaç. Kadın.

Değişik : Değiştirilmiş, muaddel. Alışılmışın dışında bir özelliği bulunan. Çok hastalık geçirerek gelişmemiş çocuk. Farklı. Yedek iç çamaşırı, giyecek.

Değişi : Halkbilim olaylarıyla ürünlerinin hiçbir dış etken olmadan özbiçimleriyle olgularının büyük ölçüde değişmesi, bk. değişi kuramı.

Kazanı : Bir olayın gerçekleşme olasılığının çok sayıda bağımsız etkenin zamandaş işleyişi sonucu olduğu ya da salt rastlantıya bağlı kaldığı durum.

Faktör : Etmen. Etken.

Pıhtı : Koyulaşarak yarı katı duruma gelmiş sıvı.

Eksik : Bir bölümü olmayan, noksan, natamam. Mükemmel olmayan, kusurlu, muallel, sakat. Az. İhtiyaç duyulan şey.

Değiş : Değme işi. Değişim.

İşlev : Bir nesne veya bir kimsenin gördüğü iş, iş görme yetisi, görev, fonksiyon. Bir yapının gerçekleştirilebileceği ve onu başka yapılardan ayırt etme imkânı veren eylem türü, fonksiyon. Bir deneyi yaparken izlenen yol, izlev.

Neden : Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin. Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet. Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep.

Kanda : Değirmen bendi. Nerede, nereye.

Diğer dillerde Defekt koagulopatisi anlamı nedir?

İngilizce'de Defekt koagulopatisi ne demek ? : defect coagulapathy