Dikey ışıklama nedir, Dikey ışıklama ne demek

Dikey ışıklama; Gösteri alanında kullanılan bir terimdir.

Teknik terim anlamı:

Sahneyi ve kişileri sahne içindeki ışıldaklarla yukarıdan aşağıya doğru dikey olarak aydınlatma.

Dikey ışıklama kısaca anlamı, tanımı

Dikey : Başka bir doğru ile kesiştiğinde onunla birlikte dik açı oluşturan (doğru çizgi), amudi. Dik olarak

Işık : Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk. Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma. Aydınlanmak için kullanılan elektrik. Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı. Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb.

Işıklama : Çevirim sırasında, aydınlatılmış olan konunun görüntüsünün duyar kat üzerine belirli bir süre düşerek etkilemesi.

Aydınlatma : Aydınlatmak işi, ışıklandırma. Sahnelerin ışıklandırılması işi.

Yukarıdan : Tepeden, üstten.

Aydınla : Aydınlık.

Işıldak : Karanlıkta bir hedefi aydınlatmak için kullanılan dar, uzun bir ışın demeti çıkaran ışık kaynağı, projektör. Parlayan, ışıltılı.

Yukarı : Bir şeyin üst bölümü, fevk, aşağı karşıtı. Benzerleri arasında üstte bulunan. Yetkili kimse. Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya. Aşama, sınıf, makam bakımından ileride olan.

 

İçinde : Süresince, zarfında. ile dolu bir biçimde. Ortamında.

Sahne : İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer, oyunluk. Bir oyun veya filmin başlıca bölümlerinden her biri. Bir konu veya çalışma çevresi, çalışma dalı. Görüntü. Tanık olunan, gözlenen olay.

Aşağı : Bir şeyin alt bölümü, zir, yukarı karşıtı. Bayağı, adi. Niteliği düşük, kötü. Daha küçük, daha az. Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri. Değeri daha az. Aşağıya, yere doğru. Bir yere göre daha alçak yerde bulunan.

Aydın : Işık alan, ışıklı, aydınlık. Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver, entelektüel. Kolayca anlaşılacak kadar açık, vazıh (söz veya yazı). Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Doğru : Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. Yakın, yakınlarında. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde. Gerçek, hakikat. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun. Gerçek, yalan olmayan. Karşı yönünce. İki nokta arasındaki en kısa çizgi.

Yuka : İnce açılmış hamurdan yapılan sac ekmeği. Zayıf, ince, dayanıksız, hafif. İnce, sığ. [Bakınız: yufka]. İncelikli, duyarlı kimse. Hoppa. İnce, dayanıksız. Yufka. 1.Yufka (ekmek). İnce, incecik. Derin olmayan, sığ.

Olar : Onlar. Onlar (III. çokluk şahıs zamiri).

 

Işıl : Işıklı. Işıldayan, parlak. Işıldayan, parlayan.

Sahn : Avlu. Cami, medrese ve kiliselerde umumun toplanmasına mahsus üstü kubbeli, örtülü yer.

Kişi : Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Eş, koca. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs. Erkek. Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse.

Aşağ : İplik eğirirken iğin ağır dönmesini sağlıyan tahta ağırlık, ağırşak. Aşık kemiği.

Diğer dillerde Dikey ışıklama anlamı nedir?

İngilizce'de Dikey ışıklama ne demek ? : overhead lighting