Duygusal anımsama nedir, Duygusal anımsama ne demek

Duygusal anımsama; Gösteri alanında kullanılan bir sözcüktür.

Teknik terim anlamı:

Stanislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncunun geçmişteki deneyimlerini, hazırladığı rolü doğru bir biçimde ortaya çıkarmasında kullanması. Örnek : Ünlü ingiliz oyuncusu Ellen Terry gençliğinde duyduğu kilise çanlarını anımsayarak ağlıyabiliyordu. Oyuncunun, bir melodiyi, bir sesi, bir yüzü anımsayarak rolündeki hareketleri ve konuşmayı saptaması.

Duygusal anımsama kısaca anlamı, tanımı

Anımsama : Anımsamak işi, hatırlama

Duygu : Duyularla algılama, his. Nesneleri veya olayları ahlaki ve estetik yönden değerlendirme yeteneği. Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim. Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik. Önsezi.

Duygusal : Duygularla ilgili, duygulara dayanan, hissî. Duygunun ağır bastığı, duygunun aşırı etkilediği (eser veya insan).

Oyunculuk : Oyun oynama işi. Sahne sanatçılığı. Düzencilik, hilecilik.

Kullanma : Kullanmak işi, istimal.

Saptama : Saptamak işi, tespit. Gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi.

Konuşma : Konuşmak işi. Görüşme, danışma, müzakere. Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat vb. konularda bilgi vermek için yapılmış olan söyleşi, konferans.

 

İngiliz : İngiltere halkından olan kimse.

Hareket : Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon. Vücudu oynatma, kıpırdatma ya da kımıldanma. Deprem. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi. Yola çıkma. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılmış olan ilerlemeler, akım. Davranış, tutum. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri. Devinim. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi.

Deneyim : Bir kimsenin belli bir sürede veya hayat boyu edindiği bilgilerin tamamı, tecrübe, eksperyans.

Çıkarma : Çıkarmak işi, emisyon. Düşman kıyılarına gemi, bot vb.nden asker indirme, asker çıkarma. Dört işlemden biri, çıkarmak işlemi, tarh.

Saptam : Bir olay, işlem ya da bileşimin, değişken ve etkenlerinin nicelik ve niteliklerini belirleme.

Kilise : Hristiyanların ibadet etmek için toplandıkları yer. Hristiyanlıkla ilgili dinî kuruluş. Hristiyanlığın öğretilmesi, dinî işlerin yönetimi vb. ile ilgilenen papa ve piskoposlar topluluğu.

İngili : Ağaç tepesi.

Oyuncu : Herhangi bir oyunda oynayan kimse. Sinema, perde veya bir gösteride rol alan sanatçı, aktör, aktris. Çok oyun yapan, oyundan oyuna geçen (kimse). Düzenci, hileci. Oyunu seven.

Melodi : Ezgi.

Geçmiş : Geçme işini yapmış. Çürümeye yüz tutmuş. Zaman bakımından geride kalmış, esbak. Birinin ölmüş ana, baba ve yakınları. Arkada kalan hayat. Bugüne göre geride kalmış olan zaman, mazi.

 

Hareke : Arap alfabesiyle yazılmış metinlerde üstüne ve altına konulduğu ünsüzlerin birer ünlü ile okunmasını sağlayan işaret.

Dizge : Bir bütün oluşturacak biçimde birbirine bağlı ögelerin bütünü, manzume, sistem. Bir ilkeye veya dünya görüşüne göre düzenlenmiş düşünceler, bilgiler, öğretiler bütünü, manzume, meslek, sistem.

Örnek : Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model. En iyi biçimde olan. Bir şeyin benzeri, tıpkısı, kopyası, misil. Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey, model, paradigma. İncelemek veya denemek üzere insan ve hayvan vücudunun, bitkinin veya nesnenin herhangi bir yerinden alınan doku parçası, numune. Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılmış olan davranış, misal.

Diğer dillerde Duygusal anımsama anlamı nedir?

İngilizce'de Duygusal anımsama ne demek ? : emotional memory