Köcek nedir, Köcek ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Kapı, dolap ya da sandık kilidi.

Topraktan bir karış kadar yükselmiş ekin.

Sonbaharda ekilmiş ekin.

Deve yavrusu.

Köcek anlamı, kısaca tanımı

Köce : Mahalle

Köcekçi : Hoppa, dönek, kötü huylu.

Köceklenmek : Sonbaharda ekilen buğday iyice köklenmek.

Sandık kilidi : Sandıklarda ve üstten bindirmeli kapaklarda kullanılan özel kilit.

Bir karış : Çok kısa. Çok az. Olması gerekenden uzun.

Sonbahar : Kuzey yarım kürede eylül, ekim ve kasım aylarını içine alan süre, güz, hazan, bağ bozumu. Yaşlılık dönemi.

Yüksel : “Yükseklere çık, yücel, başarı kazan, ilerle” anlamında kullanılan bir isim”. Afyon kenti, Dinar belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Sandık : İçine çeşitli şeyler konulan, tahtadan yapılmış, kapaklı ev eşyası. Kamu kesiminde çalışan personelin kendi durumunda düşük faiz ve taksitler hâlinde geri ödemek üzere borç para aldığı birim. Meyve, sebze koymaya yarayan, tahta veya plastikten yapılmış, dört köşe kap. Mahalle tulumbacılarının omuzda taşıdıkları sandık biçimi tulumba. Bir kurumda para alınıp verilen yer. Kamu kesiminde çalışan personelin sosyal güvenlik işlerini yürüten kuruluş. Yapılarda kum, çakıl vb. şeyleri ölçmek için kullanılan, üstü ve altı açık, dört köşeli tahtadan ölçü aleti. Seçimlerde oy pusulalarının atıldığı kutu.

 

Toprak : Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. Memleketli. Kara. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. Arazi, tarla. Ülke.

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Yavru : Yeni doğmuş hayvan ya da insan. Bir şeyin küçüğü. Çocuk, evlat. Güzel, alımlı genç kız.

Kilid : Kilit.

Topra : Torba.

Dolap : Genellikle tahtadan yapılmış, bölme veya çekmelerine eşya konulan kapaklı mobilya. Düzen. Su dolabı. Dönme dolap. İstanbul bedesteninde dükkân. Orta oyununda sahnede dükkân veya ev olarak kullanılan dekor.

Karış : Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ile serçe parmağın uçları arasındaki açıklık.

Kadar : Ölçüsünde, derecesinde. Miktarda, derecede. Gibi. Denli. Büyüklüğünde, genişliğinde. Süre belirten bir söz. Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz. Dek.

Karı : Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce. Kadın. Yaşlı, ihtiyar.

Deve : Geviş getiren memelilerden, boynu uzun, sırtında bir veya iki hörgücü olan, yük taşımakta kullanılan hayvan (Camelus).

Kili : Bağ ve bahçe duvarı. Tarla sınırı. Kabuksuz ceviz. Eşyanın ince, zayıf kısmı. Dört ölçek : Beş kili buğdayım var. Sonra.

Ekin : Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum. Kültür, hars.

Diğer dillerde Kozmoyit pul anlamı nedir?

İngilizce'de Kozmoyit pul ne demek ? : cosmoid scale