Kabuklanma nedir, Kabuklanma ne demek

Kabuklanma; Metalürji, Jeoloji alanlarında kullanılan bir kelimedir. Dil bilgisi yönünden Türkçe'de isim olarak kullanılır.

  • Kabuklanmak işi
  • Bir lav akıntısı veya bir lav gölü yüzeyinin katılaşması.

Metalürji'deki terim anlamı:

Isıtılmış metallerin yüzeylerinde, oksit örtüsü oluşması olayı.

Jeoloji'deki terim anlamı:

Bir lav akıntısı ya da bir lav gölü yüzeyinin katılaşması.

Kabuklanma tanımı, anlamı

Kabuk : Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır. Deri üzerinde bir yaranın veya sivilcenin kurumasıyla oluşan sertçe bölüm. Bir sıvı veya gazı dıştan saran, sert katman. Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü. Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı

Kabuklanmak : Kabuk oluşmak, kabuk bağlamak.

Oksit örtü : Yalın biçimde ya da boya katının altına destek olarak ve yenime karşı koruyuculuk kazandırmak için, metal yüzeylere uygulanan oksitlerden oluşan örtü.

Katılaşma : Katılaşmak işi. Bir maddenin sıvı durumundan katı duruma geçmesi, tasallüp.

Akıntı : Akma işi. Sıvı yapıştırıcıların ağaç yüzeylerine gereğinden çok sürülmesi ile oluşan durum. Hastalık sebebiyle vücudun herhangi bir yerinden sulu madde akması. Havanın veya suyun herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, akım, cereyan. Eğiklik, eğim, meyil. Çam türü ağaçlarda bulunan reçinenin eriyerek akması olayı.

 

Oluşma : Oluşmak işi, teşekkül.

Metal : Çok yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, oksijenli birleşimiyle çoğunlukla bazik oksitler veren madde. Dizgi makinelerinde satırları oluşturmak için eritilen antimon ve kurşun alaşımı. Bu maddeden yapılmış.

Oksit : Oksijenin bir element veya kökle birleşmesiyle oluşan madde.

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Yüzey : Bir cismi uzaydan ayıran dış ve yaygın bölüm, satıh, yüz (II).

Katıl : Yapılarda kullanılan dört köşe kiriş. Tahta paravana. Paravana biçiminde vestiyer. (Gökmenler, Çatak, Gedikli, Kızılağaç Saimbeyli Adana). Duvar içine konmuş olan ağaç kuşaklar. (Gökmenler, Çatak, Gedikli, Kızılağaç Saimbeyli Adana).

Gölü : Peynir ve ayran süzmeye yarayan tekne.

Oksi : Oksijen köprüsünü (-O-) gösteren ön ek, ara ek, son ek. Örneğin ; etoksi, metoksi, vb.

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

Olay : Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka. Önemli tarihsel olgu, fenomen.

Örtü : Örtmek için kullanılan şey, vualet. Yapılarda çatı, dam.

Meta : Mal, ticaret malı. Sermaye.

Katı : Sert, yumuşak karşıtı. Taşlık. Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan. Çok, aşırı derecede.

Diğer dillerde Kabuklanma anlamı nedir?

İngilizce'de Kabuklanma ne demek ? : scaling, congealed crust