Kok fırını nedir, Kok fırını ne demek

Kok fırını; Kimya alanında kullanılan bir terimdir.

Kimya'da terim anlamı:

Ziftli, sert maden kömürünün yüksek sıcaklıkta uzun müddet yüksek sıcaklıkta koka dönüştürüldüğü fırın.

Kok fırını anlamı, tanımı

Fırın : İçinde genellikle odun yanan, her yanda aynı derecede ısı oluşturarak ekmek, pasta vb. pişirmeye yarayan, tavanı tonoz biçiminde, önünde tek açıklık bulunan ocak. Elektrik, tüp gaz ve doğal gazla çalışan, yiyecekleri pişirmeye veya ısıtmaya yarayan alet. Bu ocakta pişirilmiş. Ekmek, pasta vb.nin pişirildiği ve satıldığı dükkân. Bir maddenin fiziksel veya kimyasal değişime uğratılması amacıyla içinde ısıtıldığı araç

Kok : Maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen, birleşiminde kömürden çok daha az oranda uçucu madde bulunan katı yakıt, kok kömürü.

Kok fırını gazı : Ziftli, sert maden kömüründen kok üretiminde çıkan gaz.

Yüksek sıcaklık : Ak sıcaklık aralığındaki sıcaklık.

Maden kömürü : Taş kömürü.

Sıcaklık : Sıcak olan şeyin durumu, etkisi veya sıcak olan şeyin niteliği, hararet. Bir araçla veya cihazla ölçülebilen ısı derecesi, suhunet. Hamamlarda yıkanılan sıcak yer. Sevgi, içtenlik ve sevimlilik.

Yüksek : Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan, alçak karşıtı. Yukarıda, üst tarafta olan yer. Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan. Normal değerlerin üstünde olan. Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan. Güçlü, şiddetli. Derece ya da makamı bakımından üstün. Erdemli, faziletli. Etkili.

 

Müddet : Süre.

Dönüş : Dönme işi. Oyuncunun bir ayağını yerden kesmeden yaptığı dönme hareketi.

Sıcak : Yakmayacak derecede ısısı olan, yakmayacak kadar ısı veren, soğuk karşıtı. Sıcak yer. Isısı yüksek olan, çok ısınmış. Havadaki yüksek ısı. Dostça olan, sevgi dolu. Hamam.

Kömür : Karbonlu maddelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından veya çok uzun süre derin toprak katmanları altında kalıp birtakım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan, siyah renkli, bitkisel kaynaklı, içinde yüksek oranda karbon bulunan katı yakıt. Siyah renkli.

Maden : Yer kabuğunun bazı bölgelerinde çeşitli iç ve dış doğal etkenlerle oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan mineral. Kolay ve iyi kazanç sağlayan iş ya da parası elinden kolaylıkla alınan kimse. Bu mineralden yapılmış. Uyuşturucu, esrar, eroin. Çok değerli şeyleri kapsayan kaynak. Metal. Maden ocağı veya maden işletmesi. Elâzığ iline bağlı ilçelerden biri.

Kömü : Keklik ve benzerleri kuşları avlamak için çalı çırpıdan yapılan, avcının gizlenmesine yarayan yer, barınak. Yeraltında saklanan mal, para, gömü. [Bakınız: körne]. Kuytu, çukur yer. Yelkencilik, vardiyacılık gibi görevler yapan deniz azabı.

Made : Yemek yeme isteği. Mide. Arapça kökenli mâ-adâ: mâda; başka; fazla; gayri.

Dönü : Koşu yolunda, her bir dönüşe verilen ad. Genellikle 400 m. olur. Birinci gelecek güreşçiyi seçmek için, karşılaşmalarda, aynı kilodaki güreşçiler arasında, yenilenlerin elenmesini sağlamak üzere yapılan güreş dizisi. Bir üst duruma geçecek kılıçoyuncularının belli olması için , her basamakta yinelenen küme içi yarışmalarına katılan yarışmacıların yer aldıkları, eşit değerdeki kümelerden oluşan birlik. Temel parçacıkların ya da çekirdeğin açısal devinim büyüklüğünü belirtmekte kullanılan ve yüklerin parçacık ekseni çevresinde dönmesine ilişkin bir nitelik. [Bakınız: spin]. Birçok keseklerden meydana gelen bir koşuğun her keseğine denir. Yarışlıkta yapılan yarışlarda, her bir dönüşe verilen ad. Yarışma ve karşılaşmaların sayı, zaman ya da mesafelere göre tekrarlanan birimleri. Tövbe.

 

Koka : İki çeneklilerden, çiçekleri küçük ve sarımtırak, zeytine benzer meyvesi kırmızı renkte olan, yapraklarından kokain çıkarılan, en çok Peru'da yetişen bir bitki (Erytrroxylon coca). Bu bitkinin yapraklarından çıkarılan madde.

Uzun : İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı. Ayrıntılı olarak, derinlemesine. Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren. Ayrıntılı.

Sert : Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı. Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı. Gönül kırıcı, katı, ters. Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız. Güçlü kuvvetli. Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı. Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde. Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen. Hırçın, öfkeli, hiddetli. Titizlikle uygulanan, sıkı. Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan.

Zift : Katran ve diğer organik maddelerin buharlaşmasından veya damıtılmasından elde edilen, kolay kırılan, az ısı ile eriyen, katı, siyah, parlak madde, karasakız.

Diğer dillerde Kok fırını anlamı nedir?

İngilizce'de Kok fırını ne demek ? : coke oven