Oligodentrosit nedir, Oligodentrosit ne demek

Oligodentrosit; Biyoloji alanında kullanılan bir kelimedir.

Biyoloji'deki anlamı:

Merkezi sinir sisteminin ak madde bölgesinde bol bulunan ve merkezi sinir sisteminde miyelin kılıfları oluşturan nörogliya hücreleri.

Oligodentrosit kısaca anlamı, tanımı

Oligo : Yunanca az ya da birkaç anlamına gelen ön ek. Birkaç(2-10) anlamında ön ek. Birkaç, 3-12 alt birim içeren

Merkezi sinir sistemi : Sinir hücrelerinin akson ve gövdeleri ile nörogliya hücrelerini toplu olarak kapsayan beyin ve omurilikten meydana gelmiş sinir sistemi.

Nörogliya hücreleri : Merkezi sinir sisteminin ana hücreleri ve sinir telleri arasında yer alan, sinir hücrelerini beslemek ve desteklemek gibi görevleri olan, oligodendrositler, astrositler, mikroglia ve ependim hücreleri gibi tipleri bulunan hücreler. Ependim hücreleri.

Sinir sistemi : Yüksek yapılı organizmalarda, organizmanın yaşadığı ortama uymasını, çeşitli organların iş birliği durumunda çalışmasını sağlayan, sinir hücreleri, sinirler ve sinir merkezinden oluşan sistem.

Miyelin kılıf : Çevresel sinirlerde Schwann hücreleri, merkezi sinir sisteminde oligodendrositler tarafından meydana getirilen, 50-100 kadar birim zar katlanmalarından oluşan ve aksonların etrafını saran örtü. Miyelin örtü. Sinir hücrelerinde, hücrenin belirli bir bölümü tarafından meydana getirilen ve akson adı verilen uzantıların üzerini kaplayarak koruma ve sinir iletiminde hız sağlayan örtü. Sinir hücresinin aksonunu içten çevreleyen ve dış kısmında nörolem adı verilen Şıvan hücrelerinin bulunduğu, zar katlanmalarından oluşan örtü. Çevresel sinirlerde miyelin kılıf Şıvan hücrelerince, merkezi sinir sisteminde ise oligodendrositler tarafından yapılır.

 

Ak madde : Demet durumundaki sinir liflerinden oluşan beynin iç, omuriliğin dış tabakası.

Merkezi : Merkezde olan, merkezi oluşturan.

Miyelin : Bazı nöronların aksonlarının dışını saran, uyartı iletimini hızlandıran yağlı bir madde. Sinir telinde aksonun çevresini saran, Schwann kınının bir salgısı olan ve ışığı çokça yansıtan beyaz yağımsı bir madde. Bazı sinirler miyelinsizdir.

Sistem : Düzen. Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni. Model, tip. Dizge. Bir aracı oluşturan düzen, düzenek, tertibat. Yol, yöntem.

Merkez : Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Biçim, tarz. Bir işin öğretildiği yer. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Belirli bir yerin ortası. Polis karakolu. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer.

Miyel : Omurilik.

Hücre : İnce bir zar içindeki protoplazma ve çekirdekten oluşmuş, bir organizmanın yapı ve görev bakımlarından en küçük birimi, göze. Tutukluların veya hükümlülerin yalnız olarak kapatıldıkları küçük oda. Küçük oda. Siyasi bir inançla gizli olarak çalışan bir örgütün genellikle aynı yerde çalışanlarının oluşturduğu topluluk.

 

Bölge : Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka. Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye.

Kılıf : Bir şeyi korumak için kendi biçimine göre, çoğunlukla yumuşak bir nesneden yapılmış özel kap. Yolsuz bir işe bulunan sudan gerekçe.

Sinir : Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. Rahatsız edici, hastalık derecesine varan özellik. Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği. Hoşa gitmeyen, can sıkan. Kas kirişi ve zarı. Lastik. Diz kapakla ayak bileği arası. Sınır, bk. sinor// sinir sepet: hudut, bk. sinor sepet. Birçok sinir telinin bir araya gelmesi ile oluşan yapı. Duyu ve hareket uyartılarını beyinden organlara, organlardan beyine ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. Beyni ve omuriliği vücudun öteki bölgelerine bağlayan ve herbiri birkaç sinir teli demetlerinden yapılmış olan beyaz iplikler.

Madde : Duyularla algılanabilen nesne. Bir cismi oluşturan öge, öz. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Para, mal vb. ile ilgili şey. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Molekül.

Sini : Üzerinde yemek de yenilebilen, yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi.

Oluş : Olma işi, vuku. Oluşma, teşekkül, tekevvün. Bir durumdan öteki duruma geçiş.

Kılı : Ufak tefek, çelimsiz. Dana. Şakacı, güldürücü kişi. Çocuk oyununda bir süre için oyundan ayrılanın yerine koyduğu iz, bel.

Miye : Temel, temel taşı.

Diğer dillerde Oligodentrosit anlamı nedir?

İngilizce'de Oligodentrosit ne demek ? : oligodendrocyte