Olumlu yayılım nedir, Olumlu yayılım ne demek

Olumlu yayılım; Yöntem Bilimi alanında kullanılan bir kelimedir.

Teknik terim anlamı:

Kümeölçümde bir bireyin kümeye açılımını ölçmek üzere, yaptığı seçme sayısının küme birim sayısının bir eksiğine bölünmesiyle elde edilen oransal ölçüm.

Olumlu yayılım anlamı, tanımı

Olum : Ölüm. Oğlum, evladım. İkincil, ifintisel ve süreksiz olay

Yayılım : Yayılma işi. Bir düşüncenin, kültürün belli bir noktadan başka birçok alana dağılması, difüzyon. Otlak. Bir dalganın ya da parçacık akışının, kaynağından her yana akışı. Halkbilim öğe, ürün, olay ya da olaylarının, coğrafyasal düzeyde, bir halk kültüründen diğerine geçişi, bk. temel yayılım, ikincil yayılım, ödünç yayılım. karşılığı koşut gelişim, dağılım, temel düşünce.

Olumlu : Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, müspet, pozitif. Olumsuzluk anlatmayan (kelime, cümle). Olgulara, deneylere dayalı olarak bazı nitelikleri belli olan, müspet, pozitif. Onaylayan, kabul eden, lehte olan. Yapıcı. Davranışları beğenilen, yapıcı düşünceleri olan, yararlı.

Yayılı : Yayılmış, serilmiş.

Kümeölçüm : Her kümenin, biçimsel görünüşle alt gerçeklik gibi iki ana kesimden oluştuğu ve bu devingen oluşumun ancak devingen bir yaklaşımla gözlenebileceği anlayışıyla uygun yordam ve ölçerler geliştiren küme toplumbilimi.

 

Bölünme : Bölünmek işi. Hücrelerin, belli bir büyüklüğe ulaştığında eşit bölümlere ayrılıp çoğalması. Yarışta toplu olarak koşarken birbirinden ayrılma.

Bir bir : Hepyek. Olduğu gibi, tam tamına, eksiksiz olarak. Ayrı ayrı. Birer birer.

Açılım : Açılma işi. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapma. Yeni bir bakış açısı getirme. Sağ açıklık. Bir kısaltma veya formülün açık biçimi.

Bireyi : Epeyce, iyice, usule uygun şekilde.

Ölçmek : En, boy, hacim, süre gibi nicelikleri kendi cinslerinden seçilmiş bir birimle karşılaştırıp kaç birim geldiklerini belirtmek. Aşırı olmamasına dikkat etmek, kontrol etmek.

Üzere : Amacıyla. Neredeyse. Şartıyla. Gibi.

Birey : Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert. Bir türün kapsamı içine giren somut varlık. Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri. Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri, fert. İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert.

Bölün : Bir gazete veya dergide parça parça çıkan ve her parçası bir öncekinin devamı olan yazı.

Ölçüm : Ölçme işi. Ölçülerek elde edilen sonuç. Ölçümleme sonucu, takdir. Eli işe yatkın, becerikli, usta. Doktor. Fal. En, boy, oylum, süre gibi nicelikleri kendi cinslerinden seçilmiş bir birimle karşılaştırıp kaç birim geldiğini belirtme işlemi. Özdeğin türlü görünümlerini ve bunların niteliklerini karşılaştırabilmek ve dolayısıyla niceliklerini belirleyebilmek amacıyla nesnelere, ilişkin olduğu niteliğe uygun belli kurallara göre sayı verme işlemi. Bir kümenin altkümelerinden oluşan bir dolam üzerinde artı değerler alan sayılabilir toplamsal küme işlevi, Anlamdaş. sayılabilir toplamsal ölçüm. Türlü toplumsal olguların özelliklerini uygun ölçü araçları kullanarak sayısal olarak saptamaya yönelik bir bilme süreci. Bir değişken taşıdığı özelliği belirtmek için yapılan bir işlem. Ölçüye vurulan bir konuda bir ölçme aracıyla elde edilen ve ölçme dizgesinin çeşitli birimleriyle dile getirilen değer. Şekil, biçim, tarz. Acemi, beceriksiz. Şımarık.

 

Birim : Bir kümenin her elemanı. Dilin, oluşturduğu yapı içinde, belli bir düzlemde yer alan öbür ögelerle kurduğu bağıntılarla tanımlanan ayrı nitelikli öge, ünite. Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri. Bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, ünite. Bir niceliği ölçmek için kendi cinsinden örnek seçilen değişmez parça, vahit.

Seçme : Seçmek işi, intihap, seleksiyon. Seçkin, seçilmiş.

Ölçme : Ölçmek işi.

Elde : Çarpma ve toplama işlemlerinde bir sonraki sıranın rakamlarına katılacak olan sayı.

Bölü : Bölme işlemini gösteren “/” veya “:” işaretlerinin okunuşu, taksim. Bir bayağı kesrin gösterilişinde pay ile payda arasına konulan yatay çizginin okunuşu. Böyle.

Edil : Roma tiyatrosunda oyunları parasal ve yönetsel açıdan koruyanlara verilen ad. Oyunları denetleyip gösteri günlerini ve daha başka kayıtları saptayanlara verilen ad. Roma tiyatrosunda maddi manevi oyunları destekleyip koruyanlar. Oyunları denetleyip temsil tarihlerini ve daha başka kayıtları saptayanlar (bk. diadaskalia). Sinop ili, Boyabat ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Diğer dillerde Olumlu yayılım anlamı nedir?

İngilizce'de Olumlu yayılım ne demek ? : positive expansiveness