Paşalık nedir, Paşalık ne demek

  • Paşa unvanı veya paşa olma durumu.
  • Bir paşanın yönetimindeki bölge

"Paşalık" ile ilgili cümle

  • "Belgrat paşalığının muhtariyeti hakkında şifahi bir anlaşma yaptı." - F. R. Atay
  • "Onun umum kumandanlığı, boş çöller içinde bedevi şeyhlerine verilen fahri paşalıklar gibi bir şey idi." - F. R. Atay

Yerel Türkçe anlamı:

Gelinlik elbise.

Tarih'teki anlamı:

Paşa sanı ya da paşa olma durumu.

Bir paşanın yönetimi altındaki bölge.

Paşalık hakkında bilgiler

Paşalık, Osmanlı İmparatorluğu idari sisteminde paşa adlı yönetici tarafından yönetilen idari birim. Paşalıklar, daha küçük idari birimler olarak sancak adlı birimlerden oluşur.

Söz Türkçe kökenlidir. Sözün anlamı “1. Paşa unvanı veya paşa olma durumu. 2. Bir paşanın yönetimindeki bölge” şeklindedir. Osmanlı Türkçesi Sözlüğü’nde “paşalık” sözü “1. Paşa unvanı, paşaya verilen rütbe. 2. Bir paşanın yönetimi altında bulunan memleket” olarak belirtilmiştir.

Balkanlar’da konuşulan dillerde (Boşnakça, Sırpça gibi) bu söz bugün de Paşaluk biçiminde, yuvarlak ünlülüdür. Sözün bu yapısı da, Türkçeden ilgili dillere geçen bu sözün eski bir alıntı olduğunu gösterir. Çünkü, ilgili söz, Osmanlı Türkçesinin ilk dönemlerinde yuvarlak ünlülü olarak “paşaluk” (پاشالوق) hâlinde olmuştur. Sonrasında düzlük-yuvarlaklık uyumu neticesinde “paşalık” hâlini almıştır.

 

Paşalık tanımı, anlamı:

Paşa : Osmanlı Devleti zamanında yüksek sivil memurlara ve albaydan üstün rütbede bulunan askerlere verilen unvan. Uslu, ağırbaşlı. Cumhuriyet döneminde general.

Unvan : San.

Durum : Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Duruş biçimi, konum, tavır. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.

Yönetim : Yönetme işi, çekip çevirme, idare. Dümen.

Bölge : Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye. Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka.

Osmanlı : XIII. yüzyılda Osman Gazi tarafından Anadolu'da kurulan ve Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra dağılan büyük Türk imparatorluğunun uyrukları. Düşündüğünü çekinmeden, açıkça söyleyen, bulunduğu toplulukta yetki sahibi olan.

İmparator : Bir imparatorluğu yöneten kimse, ilhan.

İdari : Yönetimsel.

Sistem : Bir aracı oluşturan düzen, düzenek, tertibat. Düzen. Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni. Yol, yöntem. Dizge. Model, tip.

Yönetici : Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci, menajer. Bir spor dalında takımların hazırlanması, oyuncunun bakımı, çalışma yerinin sağlanması, yapılacak karşılaşmaların planlanması vb. işlerle ilgilenen kimse.

 

Taraf : Yöre, yer. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Yön, yan, doğrultu. Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. Bir şeyin belli bölümü, kısmı.

Birim : Bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, ünite. Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri. Bir niceliği ölçmek için kendi cinsinden örnek seçilen değişmez parça, vahit. Dilin, oluşturduğu yapı içinde, belli bir düzlemde yer alan öbür ögelerle kurduğu bağıntılarla tanımlanan ayrı nitelikli öge, ünite. Bir kümenin her elemanı.

Bir : Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Tek. Beraber. Sayıların ilki. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Ancak, yalnız. Bir kez. Bu sayı kadar olan. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Aynı, benzer. Sadece. Eş, aynı, bir boyda.