Tartalamak nedir, Tartalamak ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Ağırlığını elle tartmak, yoklamak.

İki elle kaldırılan taşı ileri geri sallayıp hızlandırarak atmak.

Tartalamak kısaca anlamı, tanımı

Tartala : Altüst olmuş, karmakarışık. 1.Yağma, talan. [Bakınız: tarmatakır]. Kuru ve yaş yemiş. Bol, çok : Dağda odun tartala. Yağma, talan. Bir kimseyi kovalayarak verilen korku, heyecan. Gereksiz nesne, pılı pırtı. Kuruyemiş, çerez

Tart : Kovma, çıkarma. Kalıpta pişen bir tür meyveli pasta.

İleri geri : Ayrıntıları düşünülmeyen. Rastgele, gelişigüzel (konuşmak).

Yoklamak : Dokunarak incelemek. Durum, bilgi, niyet vb.ni belirlemeye veya anlamaya çalışmak. Ziyaret veya sağlığını sormak amacıyla birine gitmek. Aramak, araştırmak. Bakmak, gözden geçirmek, kontrol etmek. Ara sıra etkisini göstermek.

Kaldırı : Güç: Onun kaldırışı çok yüksektir.

Tartmak : Bir şeyin birim cinsten ağırlığını bulmak. Binek hayvanlarının dizginlerini çekmek. Bir şeyi avuç içinde sallayarak ağırlığını kestirmeye çalışmak. Dikkatle incelemek, değer biçmek. Bir şeyin bütün sonuçlarını düşünmek, hesap etmek.

Yoklama : Yoklamak işi, kontrol. Okullarda öğrencilerin bilgisini anlamak için yapılmış olan sınav. Bir topluluğu oluşturan üyelerin belli bir zaman ve yerde bulunup bulunmadığını anlamak için yapılmış olan sayma işlemi. Yeter sayı tespiti.

 

Tartma : Tartmak işi. Başörtüsü, yemeni. Güreşte rakibi kucağa alıp ayağını yerden kesme.

Hızlan : “Hız kazan, hızını artır” anlamında kullanılan bir isim”.

Salla : Salya.

Atmak : Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak. Örtmek. Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak. Bir yerden başka bir yere taşımak. Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak. Söylemek. Bir kimsenin ilişiğini kesmek. Uzatmak. Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak. Yapılmış kötü bir işi birine yüklemek. Yırtılmak. Bilmeden, kestirerek söylemek. Yalan ya da abartmalı söz söylemek. Yapışık olduğu yerden ayrılmak. Koymak. Bir şeyi yere doğru bırakmak. Geri bırakmak, ertelemek. Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak. Terk etmek. Değerini eksiltmek. Götürmek. Çıkarmak, dışarıya vermek. Top, tüfek vb. silahları patlatmak. İçki içmek. İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak. Rastgele bir kenara koymak. Kalp, nabız vurmak, çarpmak. Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek. Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak. Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak. Göndermek, yollamak. Çatlamak. Sille, tokat vurmak.

Hızla : Çabucak.

İleri : Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı. Doğrusundan daha çok gösteren (saat). Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön. Önde bulunan. Öne doğru, ileri doğru. Benzerlerini geride bırakmış. Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra. Bir şeyin ulaşılacak yönü. "Amaca doğru durmadan yürü" anlamında kullanılan bir seslenme sözü.

 

Geri : Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art, alt taraf, ileri karşıtı. "Geri dön, geri git!" anlamında bir söz. Araba üzerine gerilerek kenarları arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman veya tahıl doldurulan büyük kıl çuval. Aptal, anlayışsız. Eksik gösteren (saat). Hayvanda boşaltım organının dışı. Bir şeyin sona kalan bölümü. Son, sonuç. Benzerlerine ayak uydurup ilerleyememiş, gelişememiş. Geriye doğru. Geçmiş, mazi.

Ağır : Tartıda çok çeken, hafif karşıtı. Değeri çok olan, gösterişli. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Yoğun. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Çapı, boyutu büyük. Yavaş. Ağır sıklet. Keskin, boğucu (koku). Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Kısık, alçak. Yavaş bir biçimde. Ciddi. Ağırbaşlı, ciddi. Sıkıntı veren, bunaltan. Davranışları yavaş olan.

Atma : Atmak işi.

İki : Birden sonra gelen sayının adı. Birden bir artık. Bu sayıyı gösteren 2 ve II rakamlarının adı.

Diğer dillerde Tartaç anlamı nedir?

İngilizce'de Tartaç ne demek ? : balance