Yaş basım nedir, Yaş basım ne demek

Yaş basım; Sinema alanında kullanılan bir kelimedir.

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Film tabanında ya da duyarkatındaki çizik ya da çizintilere uygun kırılma sayısındaki bir sıvı sürüldükten sonra gerçekleştirilen, böylelikle basım aygıtındaki ışıklama sırasında ışığın bu çizik ve çizintilerde kırılıp yitmesini önleyen basım çeşidi.

Yaş basım tanımı, anlamı

Yaş : Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin (II). Hayatın çeşitli evrelerinden her biri, çağ. Bir kurum, bir kuruluş, düzen vb.nin kurulduğundan bu yana geçen zaman. Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi. Nemli, ıslak, kuru karşıtı. Kendi suyunu, canlılığını yitirmemiş, kurumamış, kurutulmamış, taze. Gözyaşı. Kötü. Zor. Akşamla yatsı arası. Çok çevik, sağlam. Çürük, güvenilmez. Göz yaşı. Yaş, ıslak. Yaş, ömür. Yıl. Islak - goz yaşi: göz yaşı. Yağış. Bir varlığın doğumundan başlayarak ömrü boyunca tekrarlanan belirli zaman aralıklarının toplamı. Kişinin doğumundan beri geçen tam yıl süre. Bir gökcisminin oluşmaya başladığı günden bugüne dek geçirdiği zaman süresi. Taze. Deniz

Bası : Resim klişesi, dökme harf, taş kalıp kullanarak makine yardımı ile kâğıt, bez vb.ne yazı, resim, çıkarma işi, tab, edisyon.

 

Basım : Basımcılık. Bası işi, tipografi.

Basım aygıtı : Basım işini gerçekleştiren aygıt.

Böylelikle : Böylece.

Sırasında : Gerekince, yerinde ve zamanında.

Işıklama : Çevirim sırasında, aydınlatılmış olan konunun görüntüsünün duyar kat üzerine belirli bir süre düşerek etkilemesi.

Duyarkat : Film tabanı üzerinde yer alan, ışığa karşı duyarlı gümüş bromür ya da gümüş klorürlü kat. (Boş filmin duyarkatı alıcıda kullanıldığında ışık etkisiyle üzerinde gizli bir görüntü oluşur. Bu gizli görüntü, işlemeyle önce negatif, sonra pozitif bir görüntü verir. Böylelikle duyarkat, görüntü oluşturan temel gereçtir. Duyarkatların, gördükleri işlere göre birçok çeşidi vardır). Bir mıknatıslı kuşak, mıknatıslı görüntü kuşağı ya da mıknatıslı film üzerine sıvanmış demir oksit katı. (Bu kat, ses aygıtı ya da mıknatıslı görüntü aygıtında kullanıldığında üzerine ses ya da resim imleri çıkar).

Çizinti : Ufak sıyrık. Bir yazıda üzeri çizilen yer.

Kırılma : Kırılmak işi. Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen ışının doğrultusunu değiştirmesi. Yürürken salınma, nazlı yürüyüş.

Gerçek : Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Yalan olmayan. Doğruluk. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yapay olmayan. Temel, başlıca, asıl. Gerçeklik.

 

Taban : Ayağın alt yüzü, aya. Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı. Bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide. Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle. Yaradılıştan. Ayakkabının alt bölümü. Üslü sayılarda kuvveti alınan sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır. Tarlanın düz ve verimli kesimi. Bir ırmağın en derin olan orta yeri. Huy bakımından. Temel. Dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü. Kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir. Kaide. Bir şeyin en alt bölümü. Değerlendirmede en alt derece.

Uygun : Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip. Orantılı, oranlı. Elverişli, yarar, müsait, muvafık.

Yitme : Yitmek işi.

Çizin : Omuz. Gözlem ya da verileri alansal ve yersel dağılımıyla gösteren çizim.

Çizik : Çizgi. Sıyrık, çizgi biçiminde yara. Çizilmiş. Tohum ekmek için pullukla açılan yer, karık. Sınır belirtmek için iki tarla arasına çekilen çizgi. [Bakınız: çizi]. (Resim) Çizgi yoluyla gösterme. Haddeleme sırasında oluşan ve sivri uçların sürtmesiyle, yüzeyde ince uzun izler biçiminde beliren kusur. Filmin yüzünde, yabancı cisimlerden ya da filmin pürüzlü yerlere sürülmesinden oluşan, çizintiden daha derin olan sıyrık.

Aygıt : Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz. Vücutta belirli bir görevi yerine getiren organ grubu. Birkaç aletin uygun bir biçimde eklenmesinden oluşturulan ve bazı belli deneylerin yapılmasına yarayan takım.

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Sonra : Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı. Arkadan gelen bölüm ya da zaman. Daha uzak ve ileri bir yerde. Yoksa, aksi hâlde. Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz.

Diğer dillerde Yaş basım anlamı nedir?

İngilizce'de Yaş basım ne demek ? : wet printing