Yakınlık fiili nedir, Yakınlık fiili ne demek

Yakınlık fiili; bir dil bilgisi terimidir.

  • Bir fiile -e zarf-fiil ekiyle yazmak fiili getirilerek oluşturulan ve kavramda olayın çok yaklaştığını, neredeyse gerçekleşeceğini gösteren birleşik fiil, yaklaşma eylemi, yakınlık eylemi, yaklaşma fiili: Düşeyazmak, öleyazmak gibi

Yakınlık fiili anlamı, tanımı:

Yakınlık : Yakın olma durumu. Duygusal bağ veya akrabalık ilişkisi.

Yakın : Benzeyen, andıran, yaklaşan. Uzak olmayan yer. Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı. Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba. Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan. Uzak olmadan. Aralarında sıkı ilgi bulunan. Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan.

Fiil : İş, davranış. Olumlu veya olumsuz olarak çekimli durumda zaman kavramı taşıyan veya zaman kavramı ile birlikte kişi kavramı veren kelime, eylem.

Zarf : Bir fiilin, bir sıfatın veya bir zarfın anlamını zaman, yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen kelime, belirteç. İçine fincan veya bardak oturtulan metal kap. İçine mektup veya başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese. Kap, kılıf, sarma.

Yazmak : Kaydetmek. Yazı ile anlatmak, yazıya dökmek. Sayaç vb. sayılarla niceliği belirtmek. Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak. Yaymak, sermek. Yazı ile bildirmek, haber vermek. Gelinin yüzünü süslemek. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek yaklaşma bildiren birleşik fiiller oluşturur. Açmak. Bir bilim veya edebiyat eseri oluşturmak. İnsanın geleceğini belirlemek. Bir göreve almak. Yazar olarak görev yapmak.

 

Getiri : Yarar. Faiz. Kazanç.

Kavram : Tutam, avuç dolusu. Nesnelerin veya olayların ortak özelliklerini kapsayan ve bir ortak ad altında toplayan genel tasarım, mefhum, konsept, nosyon. Bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarımı, mefhum, fehva, konsept, nosyon. Karın zarı, periton.

Olay : Önemli tarihsel olgu, fenomen. Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka.

Gerçek : Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Yapay olmayan. Yalan olmayan. Doğruluk. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Gerçeklik. Temel, başlıca, asıl. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat.

Gösteren : Gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses veya sesler bütünü.