Yarımuydu nedir, Yarımuydu ne demek

Yarımuydu; Şehir alanında kullanılan bir kelimedir.

Teknik terim anlamı:

Londra çevresinde denenen, tam uydukent olmamakla birlikte, yenikent niteliği de taşımayan, özyapısında oturma alanı nitelikleri ağır basan, Londra'ya bağımlı küçük yerleşmelerden herbiri.

Yarımuydu tanımı, anlamı

Yarı : Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf. Gereğinden az, tam olmayarak. Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan. Devre arası

Yarım : Bütün bir şeyin ayrıldığı iki eşit parçadan her biri. Tam ve istenildiği gibi olmayan, eksik, noksan. Saatte on iki otuz. Hastalıklı, sakat, sağlıksız. Bir bütünün yarısı olan miktar.

Birlikte : Bir arada, beraberce, hep beraber. Yanında, beraberinde. Beraber.

Yenikent : Az çok kendine yeterli bir çevrede, yerleştirilmesi öngörülen nüfusa, konut, iş olanağı, işyeri ve ve bunlara ilişkin kolaylıkları sağlamak amacıyla düzenlenen yeni ve büyük çapta tasarlı yerleşim yeri. Ağrı şehri, Tutak ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge. Aksaray şehri, Yeşilova bucağına bağlı bir yer. Ankara ili, Yenikent bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Eskişehir kenti, Seyitgazi ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. İzmir ili, Zeytindağ bucağına bağlı bir yer. Konya ili, Obruk bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Kütahya şehrinde, Gediz belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Ordu şehri, Fatsa ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yer. Ordu şehrinde, Tekkiraz bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Sinop şehri, Gerze ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Sivas ilinde, İmranlı ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

 

Yerleşme : Yerleşmek işi. Yerleşim alanı veya merkezi.

Uydukent : Büyük bir kentin dışarıda onun tüzel kişiliğinden bağımsız, ama toplumsal ve ekonomik etki alanı içinde kalan, gereksinmelerinden pekçoğunu oradan sağlamak zorunda bulunan, nüfusu genellikle büyük kentin iş yerlerinde çalışan kişilerden oluşan bir yerleşim yeri.

Nitelik : Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet. Bireyi, nesne veya yaşantının bir yönünü ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçülebilen özellik, keyfiyet. Bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, kalite.

Bağımlı : Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi. Bir kimseye veya şeye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan. Sigara, uyuşturucu madde vb. kötü alışkanlıklara aşırı derecede düşkün, müptela.

Özyapı : Bireyin ayırıcı özelliklerinden oluşmuş dizgeli ve kalıplı kişisel bütünlüğü.

Taşıma : Taşımak işi.

Oturma : Oturmak işi. Kısa süre için konukluğa gitme.

Birlik : Tek, bir olma durumu, vahdaniyet. Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen. Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması. Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk. Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet. Bir arada olma durumu, vahdet. Bölünmezliği içeren yalın bütün. En büyük değerdeki nota, dört dörtlük. Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek.

 

Küçük : Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Geri aşamada. Değersiz, önemsiz. Niceliği az olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Yaşı daha az olan. Niteliği aşağı olan, bayağı. Kısık, parlak olmayan (ses). Küçük abdest.

Bağım : Bir şeyin veya bir kimsenin gücü ve etkisi altında bulunma durumu.

Alanı : Şeftali, kayısı, armut gibi meyvaların ceviz ve şeker karıştırılıp ipe dizilen ve güneşte kurutulan ezmesi.

Taşım : Yemeğin taşacak kadar kaynaması.

Herbi : Her bir.

Birli : Bir parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden bir tane bulunan. As (II).

Yenik : Yenmiş, aşınmış. Savaş ya da yarışmada yenilmiş, mağlup. Bir hayvanın veya böceğin bir şeyi yiyerek o şeyde bıraktığı iz.

Çevre : Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Yağlık. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit.

Diğer dillerde Yarımuydu anlamı nedir?

İngilizce'de Yarımuydu ne demek ? : quasi-satellite