Amfistom serker nedir, Amfistom serker ne demek

Amfistom serker; Veteriner alanında kullanılan bir kelimedir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Karın çekmeninin silindir biçiminde ve kuyruk kökünde yer alan serker tipi.

Amfistom serker tanımı, anlamı

Amfistom : Trematodların Paramphistomidae ailesindeki türlere verilen ad. Bu ailedeki türlerde karın çekmeni vücudun arka kısmında bulunduğundan bu ad verilmektedir

Serk : Yığın, küme.

Serker : Başkan, başkumandan. Sporokist veya redi içerisinde aseksüel üremeyle meydana gelen genç digenetik trematod, trematotların serbest yüzen, yürek biçiminde, bağırsaklı ve kuyruklu larvası, serkarya. Trematodların gövde ve kuyruk kısımlarından meydana gelen, kimileri su bitkileri üzerinde, kimileri balık dokularında, kimileri su artropodlarının vücut boşluklarında metaserker hâline gelen, kimileri ise doğrudan konak dokusunu delerek metaserker evresi bulunmadan enfeksiyona neden olan, serbest yüzen son larval evresi, sporokist veya redi içerisinde eşeysiz üremeyle meydana gelen genç digenetik trematod.

Amfi : Amfiteatr. Sıraları arkaya doğru basamaklı olarak yükselen büyük derslik.

Karın çekmeni : Bazı asalaklarda vücudun alt kısmında yer alan, konağın beslenmesine, tutunmasına ve yer değiştirmesine yarayan organ, asetabulum, ventral çekmen.

 

Silindir : Alt ve üst tabanları birbirine eşit dairelerden oluşan bir nesnenin eksenini dikey olarak kesen, birbirine paralel iki yüzeyin sınırladığı cisim, üstüvane. Motorlu taşıtların motorunda pistona güçlü bir itiş sağlamak için gaz karışımının yandığı veya patladığı yer. Metalleri inceltme, kumaşları parlatma, kâğıt üzerine baskı yapma vb. işler için sanayide kullanılan merdane, silindir makinesi. Silindir şapka. Yol yapımında toprağı sıkıştırarak düzleştirmek için kullanılan genel olarak motorlu araç.

Kuyruk : Hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ. Koyunun bazı türlerinde eritilerek yağı alınan bir uzantısı. Birisinin arkasına takılıp ondan ayrılmayan kimse. Bir harfin bitiş çizgisine yakın yerde, birden bir dönüş yapan kısa çizgi. Bu organa benzeyen uzantı. Kuşlarda gövdenin sonunda bulunan tüy demeti. İnsanların sıra beklemek için art arda durarak oluşturduğu dizi. Başın arkasına toplanmış saç demeti.

Karın : İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi. Mide. Döl yatağı. Bazı şeylerde şiş ve içi boş bölüm. Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar. Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme. İç, gönül, akıl, kafa.

Çekme : Çekmek işi. Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak. Çekmece. İş yaparken giyilen bir şalvar türü. Düzgün biçimli. Parmak ya da mızrapla çalınan çalgı. Vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendisine yaklaştırması. Ağacın yapısındaki nem oranının azalması sonucu boyutlarının küçülmesi. Çekilerek giyilen veya kullanılan.

 

Biçim : Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.

Biçi : Erkek çocuk.

Tipi : Kar fırtınası.

Karı : Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce. Kadın. Yaşlı, ihtiyar.

Sili : Kilim, yünden dokunmuş yaygı. Arı, temiz. İffetli.

Alan : Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha. Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılmış olan geniş yer. Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha. Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran. Yüz ölçümü. Bir çalışma çevresi. Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü. İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası.

Yer : Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân. Yerküre. Gezinilen, ayakla basılan taban. Önem. Ekime elverişli toprak parçası, arazi. Görev, makam. Durum, konum, vaziyet. Ülke. Durum, konum. İz. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa. Otel, motel vb.nde kalınacak oda. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal.

Ve : Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.

Diğer dillerde Amfistom serker anlamı nedir?

İngilizce'de Amfistom serker ne demek ? : amphistome cercaria