Göründü nedir, Göründü ne demek

Göründü; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir sözcüktür.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Elâzığ ili, Arıcak belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

Van ili, Gevaş ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Göründü ile ilgili Cümleler

  • Onun göründüğü kadar kolay olmadığını biliyorum.
  • Göründüğümden daha gencim.
  • Göründüğüm gibi değilim.
  • Ali birden endişeli göründü.
  • Daha önce yurt dışına hiç çıkmamıştım, bu yüzden her şey bana tuhaf göründü.
  • Bu köpekler göründükleri kadar vahşi değil.
  • Ali Mary'nin ne kadar mutlu göründüğüne inanamıyor.
  • Göründüğü kadar iyi tadı var.
  • Göründüğümden daha sertimdir.
  • Göründüğü kadar kolay değil.
  • Göründüğü gibi kolay değil.
  • Ali göründüğü kadar meşgul değil.
  • Ali bugün sınıfta genellikle göründüğünden daha fazla dikkat ediyor gibi görünüyor

Göründü ile ilgili Atasözü veya Deyim

takke düştü, kel göründü : bir ayıbı örten şey ortadan kalktığı zaman gerçeğin ortaya çıktığını anlatan bir söz.

Göründü anlamı, tanımı

Görün : Mezar, mezarlık

Görü : Görme yetisi. Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret. Dolaysız kavrama, birden kavrama.

Yerleşim : Yerleşme, iskân.

Belediye : İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti. Bu örgütün bulunduğu bina.

 

Elazığ : Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Arıcak : Elâzığ iline bağlı ilçelerden biri.

Merkez : Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Biçim, tarz. Bir işin öğretildiği yer. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Belirli bir yerin ortası. Polis karakolu. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer.

Beledi : Şehirle ilgili. Pamuklu, kalın bir tür kumaş. Yerleşik.

Gevaş : Van iline bağlı ilçelerden biri.

Bölge : Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka. Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye.

Arıca : Temiz, tertemiz, saf, iyi. Pak, temiz. Temizce, arı gibi. Batman şehrinde, Gercüş ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Kastamonu ilinde, Çatalzeytin ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Kütahya şehrinde, Gediz ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Samsun kenti, Vezirköprü ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Şanlıurfa şehrinde, Hilvan ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

 

Merk : Evlek. Yara ya da çıban yangısı. Bir kabın, borunun içindeki tortu, pas. Tarla içindeki her bir bölüm (Erzincan Merkez).

Bele : Yüzü beyaz koyun. İki kardeş çocukları, kuzen. Teyze, hala. Böyle. Belâ. Kundak, çocuk bezi. Böyle, bk. böle. Teyze çocuğu, karşılığı böle. Böyle, bk. böle, böyle. Böyle, şu şekilde.

İlçe : Yönetim bakımından yurt bölümlemesinde ilden sonra gelen bölüm, kaymakamlık, kaza.

Buca : İzmir iline bağlı ilçelerden biri.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

İli : Ilık. [Bakınız: ılı]. Sıcak pekmez. Gelişigüzel dikiş. Buz tutan gölün donmayan yeri: İlide kuşlar varmış. Zayıf. Hayalet, cin, peri.

Van : Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Diğer dillerde Görünçlükleme anlamı nedir?

İngilizce'de Görünçlükleme ne demek ? : staging, "mise en scène"