Hız kolu nedir, Hız kolu ne demek

Hız kolu; Otomobil alanında kullanılan bir sözcüktür.

Teknik terim anlamı:

İstenilen hız oranını sağlamak için hız kutusuna komuta etmeye yarayan kol.

Çiftekerin hızını değiştirmeye yarayan kol.

Hız kolu tanımı, anlamı

Hız : Çabukluk, sürat. Bir hareketten doğan güç, şiddet. Alınan yolun harcanan zamana oranı, sürat. Çaba, güç, gayret, takat

Hız kutusu : Motor ile itici tekerlekler arasındaki dönüş oranı basamaklarını oluşturan dişlileri içeren kutu.

Değiştirme : Değiştirmek işi, tebdil, tahrif.

Çifteker : İnsan gücü ile yürütülen tek yollu, tek kişilik, iki tekerli taşıt ya da yarış aracı.

Sağlamak : Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek. Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak. Öndeki aracın sağından ilerleyerek önüne geçmek. Elde etmek, sahip olmak.

Sağlama : Sağlamak işi. Bir problemin çözümü veya bir hesabın doğruluğunu denetlemek için yapılmış olan kontrol işlemi, mizan.

Komuta : Askerî birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, kumanda.

Sağlam : Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil. Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli. Gerçek, inanılır bir temeli olan. (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak. Zarar görmemiş, bozulmamış. Güvenilir.

 

Çifte : İkisi bir arada bulunan veya ikili. İki namlulu av tüfeği. Çift kürekli (sandal, kayık). At, eşek ve katırın arka ayaklarıyla vuruşu, tekme.

Komut : Askerlere, izcilere, öğrencilere beden eğitimi çalışmalarında veya bir tören sırasında bir durumdan başka bir duruma geçmeleri için verilen buyruk, emir.

Değiş : Değme işi. Değişim.

Etme : Etmek işi.

Komu : Yaşlı, koca : Koca komu.

Yara : Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik. Dert, üzüntü, acı. Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık. Vücutta işlemekte olan çıban.

Kutu : İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap. Bir kimsede, bir yerde, bir şeyde iyi veya kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz. Bu kabın alabildiği miktarda olan. Elektrik veya telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap.

İçin : Amacıyla, maksadıyla. Düşüncesince, kendince, göre. Özgü, ayrılmış. Ant deyimleri yapan bir söz. Karşılığında, karşılık olarak. Oranla, göz önünde tutulursa. Uğruna, yoluna. -den dolayı, -den ötürü. Neden ve sonuç belirten bir söz. Hakkında. Süre belirten bir söz.

Oran : Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo. İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin.

Çift : Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler). Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş. Toprağı sürmek için birlikte koşulan iki hayvan. Küçük maşa ya da cımbız.

 

Kol : İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm. İş takımı, ekip, grup. Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri. Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü. Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal, kısım, şube, branş. Giyside vücudun bu bölümünü saran parça. Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü. Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal. Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça. Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça. Dizi, düzen. Kanat. Karakol.

Diğer dillerde Hız kolu anlamı nedir?

İngilizce'de Hız kolu ne demek ? : gear shift level

Osmanlıca Hız kolu : vites kolu