İkiz buzsul nedir, İkiz buzsul ne demek

İkiz buzsul; Fizik alanında kullanılan bir sözcüktür.

Fiziksel anlamı:

Birbirinin ayna bakışımlısı olan iki buzsulun birlikte büyütülmesinden oluşan yapı.

İkiz buzsul tanımı, anlamı

Buzsul : Belirli bir uzambilgisel biçim altında katılaşmış özdek. Miniölçekte, katıyı oluşturan özdecikler ve öğecikler çok uyumlu bir düzenlenim içinde sıralanırlar

İkiz : İkisi bir arada doğan (çocuk). Birbirine tamamen benzeyen. Aynı çiçekten oluşmuş birbirine yapışık iki meyve.

Büyütülme : Büyütülmek işi.

Bakışımlı : Bakışımı olan, simetrili, simetrik.

Birlikte : Bir arada, beraberce, hep beraber. Yanında, beraberinde. Beraber.

Birbiri : Karşılıklı olarak bir diğeri.

Bakışım : İki veya daha çok şey arasında konum, biçim ve belirli bir eksene göre ölçü uygunluğu, simetri. Eksen olarak alınan bir doğrudan, benzer noktaları karşılıklı olarak aynı uzaklıkta bulunan iki benzer parçanın birbirine göre olan durumu, tenazur, simetri.

Birbir : Yabancı olmayan, akraba, yakın. Akraba, yakın.

Birlik : Tek, bir olma durumu, vahdaniyet. Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen. Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması. Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk. Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet. Bir arada olma durumu, vahdet. Bölünmezliği içeren yalın bütün. En büyük değerdeki nota, dört dörtlük. Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek.

 

Bakış : Bakma işi.

Büyüt : Hile.

Birli : Bir parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden bir tane bulunan. As (II).

Yapı : Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür. Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni.

Olan : Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, evlat.

Bakı : Özellikle dağlık yörelerde bir yamacın güneş ışınlarına, güneye veya kuzeye karşı konumunu belirleyen, bunun sonucu olarak da doğal şartlarını tespit eden durumu. Denetleme. Fal.

Büyü : Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, afsun, efsun, sihir, füsun, bağı. Karşı durulamaz güçlü etki.

Oluş : Olma işi, vuku. Oluşma, teşekkül, tekevvün. Bir durumdan öteki duruma geçiş.

Ayna : Işığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam, gözgü, mirat. Gemilerde işaretçi erlerin kullandığı dürbün. Atların diz kapağı. İyi bir durumda, yolunda. Doğramacılık ve yapıcılıkta çerçeve içine geçirilen tahta veya taş levha. Küreğin yassı uç bölümü. Karagöz oyununda perde. Bir olayı, bir durumu yansıtan, göz önünde canlandıran olay, durum, şey. Akıntı ve anaforun birleştiği yerde oluşan su burgacı.

 

İki : Birden sonra gelen sayının adı. Birden bir artık. Bu sayıyı gösteren 2 ve II rakamlarının adı.

Diğer dillerde İkiz buzsul anlamı nedir?

İngilizce'de İkiz buzsul ne demek ? : twin crystal