Kanlı nigar nedir, Kanlı nigar ne demek

Kanlı nigar; Gösteri alanında kullanılan bir kelimedir.

Teknik terim anlamı:

Türk gölge oyununda yosma tipi. Her türlü sapık ilişkileri ve yasa dışı eylemleri olan açık saçık bir zenne.

Karagöz oyunlarından birinin adı.

Kanlı nigar anlamı, kısaca tanımı

Nigar : Resim gibi güzel, sevgili. Put. Resim

Kanlı : Kan bulaşmış. Kanı yoğun olan, demevi. Kan dökülmesine neden olan. Kanlanmış olan. İsteyerek kan dökmüş olan (kimse), hunriz, katil. Kan davasında taraf olan kimse. Kanı olan.

Gölge oyunu : Geriden ışıkla aydınlatılmış bir perde arkasında hareket ettirilen resimlerin gölgelerinden yararlanılarak oynatılan oyun.

Açık saçık : Yüz kızartıcı, edepsiz, müstehcen, cinsel çağrışım yüklü (söz, anlatım).

Yasa dışı : Yasalara, yasa kurallarına uymayan, kanun dışı, gayrikanuni, illegal.

Karagöz : İzmaritgillerden, 25-30 santimetre uzunluğunda, enli, boz renkli, beyaz etli bir balık (Sargus sargus). Güldürüp eğlendiren kimse. Deve derisinden veya mukavvadan kesilip boyanmış insan biçimlerini beyaz bir perde üzerine arkadan ışık vererek yansıtma yoluyla oynatmaya dayalı bir gösteri oyunu. Bu oyunda halk görüşünü ve duyuşunu veren kimse.

İlişki : İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas. Bağlantı, temas.

 

Türlü : Çok çeşitli özellikleri olan, çeşit çeşit, muhtelif. Çeşitli sebzelerle pişirilen yemek.

Zenne : Kadın. Orta oyununda veya Karagöz'de kadın rolüne çıkan erkek oyuncu.

Yosma : Şen, güzel, fettan (genç kadın).

Sapık : Tavır ve davranışları normal olmayan veya geleneklerden, törelerden ayrılan, anormal (kimse), gayritabii, anormal. Delice davranışları olan, meczup.

Saçık : Saçılmış, serpilmiş.

Gölge : Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık. Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, silüet. Güneş ışınlarından korunacak yer. Resimde bir şekli cisimlendirmek için, onun ışık almaması gereken yerlerine vurulan az çok koyu renk. Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse. Yetkisi olmadığı hâlde etkili olan. Röfle. Koruma, kayırma himaye.

Eylem : Eyleme işi, fiil, hareket, aksiyon. Fiil. Bir durumu değiştirme veya daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası.

Biri : Bir tanesi. Bilinmeyen bir kimse.

Yasa : Olayların gidişinde olağan dışına yer vermeyen, değişmezlik ve mecburiyet gösteren kural. Devletin yasama organları tarafından konulan ve uyulması gereken kurallar bütünü, kanun. Toplumsal hayat içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması toplum içinde yaşamanın bir mecburiyeti olan alışkıların bütünü. Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması şart olan temel. Bilimde çok sayıda deney ve gözlemden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum.

Açık : Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Örtüsüz, çıplak. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Çalışır durumda olan. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Boş. Belirgin bir biçimde. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Belli bir yerin biraz uzağı. Engelsiz, serbest. Aralığı çok. Kolay anlaşılır, vazıh. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen.

 

Eyle : Öyle. O şekilde, bk. ele, öle, ôyle. öyle.

Olan : Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, evlat.

Saçı : Gelinin başından aşağı saçılan çiçek, şeker, arpa, para vb. şeyler. Düğün armağanı.

Diğer dillerde Kanlı dalap anlamı nedir?

İngilizce'de Kanlı dalap ne demek ? : foal heat