Keranos nedir, Keranos ne demek

Keranos; Gösteri alanında kullanılan bir sözcüktür.

Teknik terim anlamı:

Antik Yunan tiyatrosunda sahne üzerindeki ölüleri ortadan kaldırmakta kullanılan vince benzeyen araç.

Keranos anlamı, kısaca tanımı

Kera : Ocağın temel taşı. Bir çeşit turfanda armut. Ucu çengelli çoban değneği. Kere, defa

Keran : Kalın tavan direği, büyük ağaç.

Antik yunan tiyatrosu : İÖ VI. yüzyıldan, İÖ II. yüzyıla dek uzanan bir süreç içindeki eski Yunan tiyatrosu.

Kaldırmak : Bulunduğu yerden almak. Yukarı doğru hareket ettirmek. Yükseltmek. Piyasadan çekmek. Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek. Tayin etmek, atamak. Kaçırmak. Hastayı hastaneye götürmek. Uygun gelmek, yakışmak. Çekmek, taşımak. Çalmak, aşırmak. Uyandırmak. Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak. Tören yaparak ölüyü gömmek. Bir şeyden çokça satın almak. Ürün toplamak, taşımak. Alıp başka yere götürmek. Yok etmek, ortadan silmek. İyi etmek, iyileştirmek. Toplamak.

Kaldırma : Kaldırmak işi.

Üzerinde : Üstünde. ile ilgili, üzerine.

Tiyatro : Dram, komedi, vodvil vb. edebiyat türlerinin oynandığı yer. Bu türleri, izleyiciler önünde sahnede oynayan grup. Sahnelenmek için yazılmış oyunların tümü.

Ortada : Sonucu belli olmayan (karşılaşma). Topluluk içinde, arasında. Görünür yerde, göz önünde.

 

Yunan : Yunanistan'da yaşayan veya Yunanistan halkından olan kimse, Yunanistanlı, palikarya.

Üzeri : Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı. Bazı tamlamalarda zaman bildiren bir söz. Vücut, beden. Artan, geriye kalan bölüm. Bir şeyin dış yüzü, yüzey.

Sahne : İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer, oyunluk. Bir oyun veya filmin başlıca bölümlerinden her biri. Bir konu veya çalışma çevresi, çalışma dalı. Görüntü. Tanık olunan, gözlenen olay.

Antik : İlk Çağdaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile ilgili olan, antika.

Üzer : Kaymak, süt, yoğurt yüzü. Ürem, faiz. Değiş tokuş sırasında üste alınan para. Can sıkıcı. Üst. Kaymak. Faiz. Can sıkıcı, üzücü.

Araç : Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne. Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri. Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta. Taşıt.

Yuna : Belleme (II).

Orta : Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer. İyi ile kötü arasındaki durum. Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece. Yeniçeri Ocağında tabur. Çankırı iline bağlı ilçelerden biri. Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan. Ne büyük ne küçük, midi. Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm. Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer. Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat. Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş. Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre. Ne uzun ne kısa, midi. Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri. Orantı.

 

Sahn : Avlu. Cami, medrese ve kiliselerde umumun toplanmasına mahsus üstü kubbeli, örtülü yer.

Anti : Yunanca karşı anlamında ön ek. Karşı, zıt.

Diğer dillerde Kerafilosel anlamı nedir?

İngilizce'de Kerafilosel ne demek ? : keraphyllocele